Erzurum, Türkiye'nin doğusunda, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, zengin kültürü ve coğrafyasıyla ünlü bir şehirdir. İki farklı coğrafi bölgeyi birleştiren bu şehir, hem Karadeniz Bölgesi'nin doğusunda hem de Doğu Anadolu Bölgesi'nde kendine yer bulmuştur. Ancak Erzurum'un tarihi ve coğrafyası birbirinden ayrı düşünülemez. Şehrin tarihi dokusu, coğrafi konumuyla şekillenmiş, bölgenin doğal zenginlikleri tarihi olayları etkilemiştir.

İpek Yolu'nun önemli bir durağı olan Erzurum, tarih boyunca birçok ticaret ve askeri seferin uğrak noktası olmuştur. Bu da şehrin kültürünü ve yapılaşmasını doğrudan etkilemiştir. Özellikle Palandöken Dağı ve Çifte Minareli Medrese gibi tarihi ve doğal zenginlikler, şehrin turistik değerini artırmaktadır.

Ancak Erzurum'un en dikkat çekici yönü, tarihinin derinliklerine sahip olmasıdır. Yontma Taş Çağı'ndan başlayarak, Hititlerden Bizans'a, Selçuklulardan Osmanlı'ya kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu zengin tarih, Erzurum'un sokaklarında, yapılarında, kültüründe ve insanlarında yaşamaya devam ediyor.

Bu tarihi zenginliği en iyi temsil eden olaylardan biri de Erzurum Kongresi'dir. 1. Dünya Savaşı'nın ardından Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesinde önemli bir dönüm noktası olan bu kongre, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde gerçekleşti. Erzurum, bağımsızlık mücadelesinin ilk kıvılcımlarının atıldığı şehir olarak tarihe geçti.

Erzurum'un doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve zengin kültürel mirasıyla Anadolu'nun kalbinde yer alan bir kenttir. Yüzlerce yıl süren tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, savaşlara, istilalara ve değişimlere tanıklık etmiştir. Ancak tüm bu zorluklara rağmen Erzurum, kültürel ve tarihi değerlerini koruyarak günümüze kadar gelmiştir. Şehrin her köşesinde tarihini hissedebilir, zengin kültürünün izlerini takip edebilirsiniz. Erzurum, Anadolu'nun tarihini, kültürünü ve doğal güzelliklerini bir araya getiren eşsiz bir şehirdir.

Erzurum’un eski adı neydi?

Erzurum, Anadolu'nun derinliklerinde bulunan ve tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan bu kadim şehrin ismi, tarih boyunca birçok değişikliğe uğramıştır. Ancak, şehre verilen her isim, o dönemin kültürel, sosyal ve politik yapısını yansıtır.

Kamuda çalışma sistemi değişiyor mu? Kamuda çalışma sistemi değişiyor mu?

Ortaçağ’ın müstahkem şehri olarak bilinen Erzurum, ilk olarak "Karin" ismiyle anılmıştır. "Karna", "Garin", "Karnoi Kalhak" ve "Karintis" gibi isim varyasyonları, şehrin eski yerleşim yerini tanımlamak için kullanılan terimler arasındadır. Bu isimler, tarihi dokümanlarda, yazıtlarda ve kitaplarda farklı dönemlerde karşımıza çıkar.

Arapların bu bölgeye hakimiyeti döneminde, Erzurum'un ismi "Kâlîkalâ" olarak değiştirilmiştir. Bu isim değişikliği, Arapların bu bölgedeki "Karnoi Kalhak" ismini kendi dillerine uydurarak gerçekleştirdikleri bir adaptasyondur. Ancak bazı tarihçilere göre, Erzurum Kalesi'nin bulunduğu yerde daha önce "Kale Arxe" isimli bir köy bulunmaktaydı.

Türklerin bu topraklara adım atmasıyla, bölgenin adı "Karun-ili" olarak değiştirildi. Efsanevi "Kitab-ı Dede Korkut" eserinde de belirtildiği üzere, Türklerin bu ismi kullanarak Erzurum'u kastettiği bilinir.

Roma İmparatorluğu'nun bu bölgeye hakim olmasıyla, şehre "Theodosiopolis" adı verildi. Bu isim, Roma İmparatoru Theodosius’un onuruna seçilmiştir. Ancak, Arapların ve daha sonra Selçukluların bölgeye hakim olmalarıyla, bu isim zamanla evrim geçirerek "Erzenü'r-Rum" ve sonrasında "Erzurum" şeklini almıştır.

Kaynak: Haber Merkezi