Diyarbakır'ın tarihinde önemli bir yere sahip olan Benüsen Burcu, şehri kuşatan surların güney batı bölümünde yer alır. Bu bölümdeki surlar içinde özellikle Yedikardeş ve Evli Beden (Ukubeden) burçları, sağlamlığı ve süslemeleriyle dikkat çeker. Günümüze kadar gelen efsanesi ise şu şekildedir:
Bir zamanlar bölgenin hükümdarı, şehirde iki büyük ve görkemli burç yaptırmak istemiş ve bir müsabaka düzenlemiş. Şehirdeki baş usta ile onun kalfası, bu müsabakaya katılmış. Usta, Yedikardeş burcunu yaparken kalfası da Evli Beden burcunu inşa etmeye başlamış. İki burç da tamamlandığında, hükümdar ve şehrin ileri gelenleri karar vermek üzere toplandılar. Sonuç olarak, kalfanın yaptığı Evli Beden burcu birinciliği kazandı. Bu durum, ustayı çok üzdü ve hırsına kapılan usta, kendini Yedikardeş burcundan aşağı atarak paramparça oldu ve hayatını kaybetti. O günden itibaren bu bölgeye "Benüsen" denmeye başlandı.
Bu efsane, Diyarbakır'ın kültürel mirasının bir parçası olarak günümüze kadar taşınmıştır. Halk arasında anlatılan bu öykü, sadece mimari bir yapıyı değil, aynı zamanda insan duygularını ve hırsın getirdiği sonuçları da anlatır.
Diyarbakır'ın halk hekimliği geleneğinde ise karpuzun özel bir yeri bulunmaktadır. Halk arasında, karpuzun idrar söktürücü ve böbrek taşlarını döktürücü özelliklere sahip olduğuna inanılır. "Kavun ye bilegen bağ, üzüm ye rengen bağ" sözleriyle ifade edilen bu inanç, Diyarbakır'ın folklorik zenginliğini yansıtan bir örnektir. Halk hekimliği, bölgenin kültürel dokusunun önemli bir parçasını oluşturur ve halkın yaşam tarzını şekillendirir.
