CHP’nin son yapılan kurultayında yeni parti programı da belirlendi…
Parti programında, Genel Başkan Özel’in “Kapı kapı gezerek anlatacağız” dediği önemli kararlar var…
Peki CHP’liler şu sıralarda, iktidara gelindiğinde nelerin yapılacağına ilişkin parti programında yer alan bu hususları kapı kapı gezerek anlatıyor mu? Hiç sanmıyoruz…

***

Zira…
Tarımda mazottan alınan ÖTV ve KDV’nin kaldırılacağı, her mahallede devlete ait kreşlerin olacağı, okullarda çocuklara bir öğün yemek verileceğini anlatmak yerine, CHP çevresi hâlâ Parti Meclisine Eskişehir’den niçin isim giremediği ile ilgileniyor.

***

Hatta…
Polislere sendika hakkı verileceği, öğretmen mülakatlarının kaldırılacağı, askerî lise ve hastanelerin yeniden açılacağını kapı kapı anlatmak yerine CHP çevresi hâlâ kişisel menfaat ya da kızgınlıkla partiden istifa eden meclis üyesini tartışıyor.

***

Örneğin:
Geçiş garantili işlere son verileceği, davetiye ile yapılan ihale yönteminin kalkacağı, orman alanlarının başka amaçla kullanılmayacağını kapı kapı anlatmak yerine, CHP’de hâlâ “Ayşe Ünlüce milletvekili olur, yerine Kazım Kurt gelir, onun yerine de Odunpazarı’na şu gelir, bu gelir” konuşuluyor.

***

Mesela…
Dar gelirli ailelere tatil fonu oluşturulacağını, Nadir Toprak Elementlerinin işletmesinin yabancı şirketlere verilmeyeceğini, kalıcı yaz saati uygulamasının kalkacağını kapı kapı anlatmak yerine, CHP hâlâ kadın kollarından dört kadın istifa etmiş de, partide büyük sıkıntı yaratmışı mevzu ediyor…

***

Yeni parti programı, kapı kapı dolaşılarak halka anlatılması için parti binasında öylece duruyor; CHP’liler bu programdan bihaber, Büyükerşen–Kurt tartışmasında kimin hinlik yaptığını, kimin mağdur olduğunu yorumlamak gibi ne kadar boş beleş iş varsa onlarla meşgul oluyor!

Chp (15)-2

CEHALETİN MÜTHİŞ GÜCÜ…

İki psikiyatri uzmanı bir teori ortaya atıyor…
“Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır.”
Ve bunun üzerine bir araştırma başlatırlar.

***

Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşırlar:

Niteliksiz insanlar, ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.

Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.

Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.

Eğer nitelikleri belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.

Dunning-Kruger Sendromu diye adlandırılan bulgunun çıkış noktası böylece elde edilir.

“İşinde çok iyi olduğuna” yürekten inanan ‘yetersiz’ kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz! Aksine, her şeyin hakkı olduğunu düşünür!

Ancak bu ‘cahillik ve haddini bilmeme’ karışımı, mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur.

‘Eksiler’, kariyer açısından ‘artıya’ dönüşür.

Sonuçta ‘kifayetsiz muhterisler’, yani hırsı nedeniyle altından kalkamayacağı yükün altına girenler, her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler…

***

Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar çalışma hayatında ‘fazla alçakgönüllü’ davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmaz, kıymetlerinin bilinmesini beklerler…
Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler…
Muhtemelen üstleri tarafından da ‘ihtiras eksikliği’ ile suçlanırlar…

KAFA BULMA DA ÇARE OLMADI…

Eskişehir’de iki genç yaşamlarını birleştirmeye karar verdiler…
Evlenecekleri gün, gelin aracının arkasına da bir yazı yazdılar…
Bu yazı, “Evleniyoruz, mutluyuz” gibi geleneksel olarak kullanılan bir gelin aracı yazısı değildi.
Aracın arkasında şu yazıyordu:
“Aşkımız Alpu yolu çalışması gibi olsun, hiç bitmesin”

***

İki gencin gelin aracı arkasına yazdırdığı bu yazı, bir anda Türkiye gündemine de oturan bir yazı oldu.
Zira…
Bu hareket, kim ne derse desin, her seçim öncesi söz verilen ama bir türlü bitirilemeyen başta Alpu olmak üzere ilçe yolları ile ilgili yapılabilecek en büyük kafa bulmaydı…

***

Üstelik her defasında söz verip bunu tutmayan Eskişehir’deki iktidar partisi aktörleri, bu kafa bulmayı sonuna kadar hak etmişti!

***

Evlendikleri o gün gelin aracının arkasına bu yazıyı yazdıran çift, bugün itibarıyla beş yılı aşkın süredir evli.
Belki de üç-dört yaşlarında çocukları bile olmuştur.
Ama gelin görün ki Alpu yolu, o günden bu yana bir metre bile ileriye gitmedi; yol hâlâ bitirilemedi.

***

Görünen o ki:
Böyle giderse söz konusu çiftin çocukları bile, gençliklerinde bu yolun bitmesini pek göremeyecek sanki.

G E L İ N-1