Bayburt Kalesi, Karadeniz'i Basra Körfezi'ne bağlayan ticaret yolu üzerinde yer almasıyla dikkat çeker.

Tarihi bilgiler

Bayburt Kalesi, tarih boyunca birçok seyyahın uğrak noktası olmuş ve adı, önemi, ihtişamı ve günlük yaşamıyla ilgili pek çok bilgi barındırmaktadır. Yalçın kayalar üzerine inşa edilen kale, tarih öncesi dönemlerden itibaren farklı medeniyetlerin egemenliği altında bulunmuştur. Ancak, kaleyi kimin inşa ettiği konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

Bazı kaynaklara göre, ilk yapının Ermenilere ait olduğu öne sürülmüş olsa da, Bağrat sülalesi zamanında (885 – 1044) varlığından söz edilen Bayburt Kalesi'nin daha önceki dönemlerde mahalli prenslerin ve mücadelelerin odağı olduğu bilinmektedir. Khorenli Movses'in aktardığına göre, Bağratlı Piurad oğlu "Senbad" (Asbed) liderliğindeki Batı ordusu, kaleyi müstahkem bir yer olarak kullanmış ve hükümdar çocuklarını bu bölgede yetiştirmiştir.

Bayburt Kalesi, Türklerin hakimiyetine geçmeden önce Roma, Ermeni, Bizans, Arap ve Kommenos imparatorlukları tarafından yönetilmiştir. Her bir hakimiyet dönemi, kalenin mimarisine ve kültürel yapısına izler bırakmıştır. Bu zengin tarih, kalenin surları arasında zamanın izlerini gözler önüne serer.

Tarih kokan atmosferi

Bugün Bayburt Kalesi, tarih kokan atmosferi ve muazzam manzarasıyla ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmektedir. Her bir taşı, geçmişin hikayelerini anlatan birer şaheserdir. Zigana ve Kop Dağları'nın eşsiz güzellikleriyle çevrili Bayburt Kalesi, tarih tutkunları ve doğa severler için unutulmaz bir deneyim sunmaktadır.

Zengin bir tarihi geçmişi olan Bayburt Kalesi, birçok onarımdan geçmiş ve duvarlarında farklı inşaat ve tarihi izler barındırmaktadır. Özellikle Selçuklu Hükümdarı II. Kılıçarslan'ın oğlu ve Erzurum Meliki olan Tuğrul Şah (Ö.622/1225), kaleyi özellikle Trabzon İmparatorluğu'ndan gelebilecek saldırılara karşı güçlendirmek amacıyla adeta yeniden inşa ettirmiştir. Bu döneme ait 20 adet Arapça kitabe, kale duvarları üzerinde bu yeniden inşayı belgelemektedir.

Kitabeler, özellikle şehre bakan cephelerdeki burçlarda yoğunlaşmış olup, bunlardan 17'si Tuğrul Şah dönemine aittir. Bir adet kitabe Kanuni dönemine, diğer iki adet ise maalesef okunamamıştır. Bu kitabeler, kaleyi ziyaret edenleri geçmişin izleriyle buluşturarak tarihi bir atmosfer sunmaktadır.

Bayburt Kalesi, bir süre Akkoyunlular'ın kontrolünde kalmış, ancak 1514 yılında Osmanlı İmparatorluğu'na geçmiştir. Bu tarihten sonra Kanuni Sultan Süleyman ve III. Murat dönemlerinde kale önemli onarımlar görmüştür. Osmanlı döneminde yapılan bu büyük onarımlar, kaleyi daha da güçlendirmiş ve stratejik önemini artırmıştır.

Türkiye’de yapay zeka lisesi kurulma yolunda ilk adım atıldı Türkiye’de yapay zeka lisesi kurulma yolunda ilk adım atıldı

Günümüzde Bayburt Kalesi, tarihi dokusunu koruyarak ziyaretçilere açık bir müze gibi hizmet vermektedir. Her bir taşı, geçmişin büyüleyici hikayelerini anlatan birer şaheserdir. Bu kale, sadece mimari bir yapıdan çok, üzerinde taşıdığı tarihî yük ile ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunmaktadır. Zigana ve Kop Dağları'nın eşsiz manzarası eşliğinde, Bayburt Kalesi tarih tutkunları için unutulmaz bir destinasyondur.

Kale hikayesi

1647 yılında Bayburt'u ziyaret eden Evliya Çelebi'nin anlatılarına göre, Bayburt Kalesi içinde yer alan 300 evlik bir mahalle ile Ebü'l Feth Camii önemli yapılar arasındadır. Ancak, zaman içinde kale, çeşitli işgallere ve tahribatlara maruz kalmıştır. En son olarak 1828 Osmanlı-Rus savaşı sırasında, Ruslar tarafından büyük çapta tahrip edilen kale, tarih boyunca pek çok zorlu dönemi atlatmıştır.

Kalenin diğer adı

Bayburt Kalesi, aynı zamanda "Çinimaçin Kalesi" olarak da bilinir. Bu isim, kalede bulunan çini süslemelerinden gelmektedir. Çinimaçin Kalesi'nde, özellikle dış yüzeylerinde kullanılan mor ve yeşil renkli firuze çiniler, kaleye estetik bir görünüm kazandırmıştır. Ancak, ne yazık ki, savaşlar ve tahribat nedeniyle günümüze kadar bu çinilerden herhangi bir iz kalmamıştır.

Bayburt Kalesi, aynı zamanda Dede Korkut hikayelerinden biri olan "Kam Büre Oğlu Bamsı Beyrek Boyunu Beyan Eder" adlı hikayede önemli bir rol oynamaktadır. Beyrek'in, fethetmek ve ün kazanmak için yola çıktığı kale olarak anılan Bayburt Kalesi, tarihî ve kültürel bir öneme sahiptir. Dede Korkut'un epik hikayeleri, bu kalede geçen olaylarla zenginleşir ve Türk kültürünün önemli unsurlarını içerir.

Günümüzde Bayburt Kalesi, tarihî dokusunu koruyarak ziyaretçilere açılmış durumdadır. Zorlu tarihî süreçlere tanıklık etmiş olan bu kale, bir zamanlar yaşanan olayların izlerini taşıyan bir anıt olarak ziyaretçilerini karşılamaktadır. Zigana ve Kop Dağları'nın muazzam manzarası eşliğinde, Bayburt Kalesi tarih meraklıları için büyüleyici bir keşif noktasıdır.

Editör: Sakarya Gazetesi