Mahalli seçimlerin ardından AK Parti'de sular hiç durulacakmış gibi durmuyor.
Seçim öncesi yaşanan fakat “Önümüzde seçim var” düşüncesiyle ses çıkartılmayıp, sineye çekilen pek çok rahatsızlığın, seçim sonrasında da kaldığı yerden hatta artarak devam etmesi, parti içindeki pek çok dinamiği isyan noktasına getirmiş görünüyor.
***
İşte; Parti içinde yaşananlar nedeniyle isyan noktasına gelen isimler arasında, yönetimleriyle birlikte  partinin Odunpazarı ilçe başkanı Ümit Sezer ile Tepebaşı ilçe başkanı Emre Aydın'ın olduğu söyleniyor.
***
Anlatılanlara bakılırsa, il başkanı ve bazı milletvekillerinin seçim öncesinde başlayan “Görmezden gelme ve yok sayma” tavırlarının seçim sonrasında da devam etmesi iki ilçe başkan ve yönetimlerini adeta isyan etme noktasına getirmiş.
***
Kararların ve toplantıların kendilerine haber verilmeden yapılmasına içerleyen, çeşitli konularda Ankara'ya yapılan ziyaretleri basından öğrendiklerinden yakınan ilçe başkanları bir de ilçe binalarındaki çalışan elemanların il başkanı tarafından çekilmesiyle bildiğiniz contaları yakmış.
***
İl başkanı ve milletvekillerine yönelik “Siz bizi görmezden geliyorsunuz diye biz görünmez olmuyoruz ki!” diyen ilçe başkanları, bu işin bu şekilde yürüyemeyeceğinden hareketle partinin Eskişehir koordinatörlüğünü yapan İstanbul milletvekiline haber göndererek, göüşme talebinde bulunmuş.
***
Söylenenlere bakılırsa, dün Eskişehir'e gelmesi beklenen ama gelemeyen parti koordinatörü ile önümüzdeki günlere ertelenen görüşmede ilçe başkanlarının “Bu iş böyle yürümüyor. Eğer şartlar bu şekilde devam edecekse biz affımızı istemeyi düşünüyoruz” şeklinde taleplerini dile getireceklermiş.
***
Yukarıda da söyledik...
AK Partide aslında seçim öncesi var olan ama su yüzüne çıkartılmayan rahatsızlık artık aleni konuşulmaya başlandı.
Bu rahatsızlık ilçe başkan ve yönetimlerini bile isyan ettirip, istifa noktasına getirdiği aleni olarak konuşuluyorsa, partiye Ankara'daki yetkili ve etkili birilerinin ciddi ciddi el atması gerekiyor galiba...

HİÇ ŞÜPHE YOK, GERÇEKTEN YUNUS'UN ÇOCUKLARIYIZ!

-Havaalanın yenilendiği fakat uçak seferlerinin kaldırıldığı başka bir şehir var mıdır?
Kesinlikle yoktur!
-Halkı yıllardır "Termal" diye avutulan bir şehir var mıdır?
Olacağını hiç zannetmiyoruz!
-Yıllardır sıcak ve şifalı suyun aktığı, yönetenlerin ise sadece baktığı başka bir şehir var mıdır?
Yoktur herhalde!
-Kentin ortasında ki Demiryolunun yer altına alınması meselesine 6 yıl tahammül edebilen, üzerine de dünyanın en çirkin düzenlemesinin yapıldığı ve bunun da kabullenildiği başka bir şehir var mıdır?
Kesinlikle söyleyelim, yok!
-Her şeyin merkezi olacağı söylenen ama hiçbir şeyin merkezi olamayan başka bir şehir var mıdır!
Vallahi bildiğimiz kadarıyla bu da yok!
***
-Demiryolu ile liman bağlantısının yapılması 40 yıldır konuşulmasına rağmen yapılmayan bir şehir… Yıllardır vaadi verilmesine rağmen bir türlü yapılmayan Güney ve Kuzey çevre yollarının hesabının sorulmadığı bir şehir biliyor musunuz?
Vallahi o da yoktur!
-Yıllarca 3. üniversite sözü verilip, sonrasında var olan üniversiteyi bölerek 3. üniversitenin yapıldığı ve buna gık’ını bile çıkartamayan bir şehir olur mu?
Olmaz ama oluyor işte!

-Seçim zamanı geldiğinde, her defasında liste başlarına tepeden inme adam gelen bir şehir var mı?
Sıkı mı başka şehirlerde bunu yapmak!
-Kent merkezinde ki tıkanan trafiğe bu kadar müsamaha gösterilen şehir var mıdır dersiniz?
Cevabınızı duyar gibiyim!
***
Sadece bu kadarla da sınırlı değil…
-İnşaatçıların yolu, esnafın kaldırımı kapattığı bir şehir gördünüz mü?
Yoktur herhalde!
-Bademlik’de Badem, Vişnelik’te Vişne, Elmalı mevkinde Elma ağaçlarının kalmadığı başka bir şehir var mıdır?
Mümkün değil yoktur!
***
Tüm bu verdiğimiz örnekleri çoğaltmak mümkün…
Bu şehirde yaşayanlar tüm bu olup bitenlere yıllardır sesini bile çıkartmaz.
Çünkü Hoşgörü sahibidir!
Hani hep tartışılır ya "Yunus Emre Eskişehirli mi?" diye.
Şuna eminiz ki; Yunus Emre kesinlikle bu şehirde yaşamıştır…
***
Çünkü…
Uğradığı haksızlıklara rağmen bu kadar hoşgörüyü gösterse gösterse ancak  Yunus'un çocukları gösterir!
Bu şehirde yaşayanlar kesinlikle Yunus’un çocuklarıdır!
Hepsi hoşgörü sahibidir!
Ensesine vur ekmeğini al gıkı bile çıkmaz!
Yıllarca vaatlerle kandırılıp, hayallerle avutulur ama hoşgörüsünden bir gram bile taviz vermez! 

Y U N U S

BU İŞİN SONU NEREYE VARIR DERSİNİZ?

Şu günlerde yapılan muhabbetlerin büyük bölümü mekanlarda yenilen yemeklere ödenen hesaplar üzerinden yürüyor.
***
“Üç kişi tost yiyerek birkaç çay içtik, bin lira para ödedik” diye başlayan muhabbette, ödenen paranın iki kangal sucuk ile bir kilo kaşar peynir fiyatına geldiği hayretle anlatılıyor.
***
“Dört kişi et yemeğini yanında bir içecekle birlikte yedik. Ödediğimiz hesap 2 bin lira geldi” diye başlayan başka bir muhabbet ise ödenen paranın neredeyse 4 kilo et fiyatına denk geldiği de yine hayretle anlatılıyor.
***
Çorba'dan pide yiyenlere kadar hemen herkes ödediği hesabın şaşırtıcı şekilde  pahalı olduğunu anlatıyor her karşılaştığına.
***
Anlatılanları dinlediğinizde ya da sizin başınıza bizzat geldiğinde bu işin artık çığırından çıktığına kanaat getiriyorsunuz...
Bu durumun nereye varacağı da hemen herkesi ciddi ciddi endişelendiriyor...