Hititlerden günümüze kadar insanların ilgisini çekmiş ve savunulmaya uygun olmasına karşın aşağı, orta ve yukarı olmak üzere üç kat surla çevrelenmiştir. Bu özelliğinden dolayı Hititler, bu yere "HAPANUVA," Romalılar ve Bizanslılar "AKRONİON," Selçuklular, Beylikler ve Osmanlılar ise "KARAHİSAR-Î DEVLE" ve "KARAHİSAR-Î SAHİP" adını vermişlerdir. Şehir merkezinde ve il sınırları içinde M.Ö. II. yüzyıldan günümüze kadar insanların geçim kaynağı olarak yetiştirilen haşhaş bitkisinden elde edilen özsu anlamındaki "OPİUM" kelimesinin Afion olarak söylenmesinden dolayı şehir Afyon adını almıştır. Zamanla her ikisi birleştirilerek şehrin adı Afyonkarahisar olarak değişmiştir. İlk kez 17. yüzyıldaki mahkeme kayıtlarında bu adın kullanıldığı bilinmektedir.

Afyonkarahisar'ın tarihi: Geçmişi Hititler dönemine uzanıyor

Tarihte Afyonkarahisar'ın geçmişi Hititler dönemine kadar uzanmaktadır. M.Ö. 1800'den sonra Anadolu'da Hitit Krallığı'nın kurulduğu bu dönemde Afyonkarahisar da Hititlerin etkisi altında kalmıştır. Daha sonra Frigler döneminde Afyonkarahisar, siyasi ve dini öneme sahip bir merkez haline gelmiştir. Frig egemenliği, Pers dönemiyle sona erse de bölgede benimsenen Friglere ait din, kültür ve dil, Bizanslılar döneminde bile Afyonkarahisar ve çevresinde varlığını sürdürmüştür. Bu tarihî süreç içinde Afyonkarahisar, çeşitli medeniyetlerin izlerini taşımış ve zengin bir kültürel mirasa sahip olmuştur.

Afyonkarahisar, binlerce yıllık tarihi ve zengin kültürel mirasıyla ünlü bir şehirdir. Özellikle İhsaniye sınırlarında bulunan Aslankaya, Kapıkayalar, Göynüş Vadisi, Aslantaş, Yılantaş, Maltaş ve Kumcaboğaz gibi kayaya oyulmuş anıtlar, Aslan ve kilim desenlerinin ustaca işlendiği eşsiz örnekler sunar. Bu anıtlar yalnızca Afyonkarahisar sınırlarında bulunur ve tarihle iç içedir.

M.Ö. 660 - 546 yıllarında Lidya İmparatorluğu'nun hüküm sürdüğü dönemde, Manisa'nın merkezi Sardis antik kentiyle tanınan Lidyalılar, Dinar, Dazkırı ve Burdur'a kadar uzanan bir hakimiyet kurdular. Ancak M.Ö. 546 yılında Perslerin Anadolu'yu ele geçirmesiyle Lidya İmparatorluğu sona erdi.

Pers İmparatorluğu (M.Ö. 546 - 333) döneminde, Persler Anadolu'ya egemen oldular. Bu dönemde Geleneia (Dinar) kenti, Pers egemenliğinin merkezi haline geldi. Ancak M.Ö. 334 yılında Büyük İskender'in Pers İmparatorluğu'nu yıkmasıyla, Helenistik dönem başladı. İskender'in ölümünden sonra, imparatorluğunu yönetmek için yapılan mücadeleler sonucunda Roma İmparatorluğu'nun etkisi arttı.

AfyonkarahisarSivilMimari6_20170823100832993

22 senede arşiv oluşturdu 22 senede arşiv oluşturdu

M.Ö. 30'dan MS 395'e kadar süren Roma İmparatorluğu döneminde, Afyonkarahisar bölgesi mermer sanayi merkezi olarak önem kazandı. Özellikle Synnada (Şuhut) şehri, mermer ticaretiyle ünlendi. Yollar, yapılar ve heykeller, Roma dönemine ait zengin bir miras bıraktı.

395 yılında Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılmasının ardından Bizans İmparatorluğu'nun bir parçası olan Afyonkarahisar, önemli bir şehir haline geldi. Özellikle Amorium, Bizans döneminde dini merkez olarak önem kazandı. Ancak Türklerin Anadolu'ya akınları başladığında, Bizans İmparatorluğu'nun bu bölgedeki hakimiyeti sona erdi. 1071'de Malazgirt Meydan Muharebesi'nde Bizans İmparatoru Romanos Diogenes, Selçuklu Sultanı Alparslan'a yenilerek esir düştü. Bu tarihten sonra Türkler, bölgeyi hakimiyetleri altına aldılar.

Kurtuluş Savaşı Dönemi

Afyonkarahisar, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'nda büyük bir öneme sahiptir. Şehir, Yunan işgaline uğramış ve 30 Ağustos 1922'de gerçekleşen Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile kurtarılmıştır. Afyonkarahisar, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde büyük destek sağlamış ve Mustafa Kemal Atatürk tarafından övgüyle bahsedilmiştir.

Afyonkarahisar'ın tarihindeki bu önemli dönemler, günümüzde şehrin zengin kültürel dokusunu oluşturan unsurlardır. Bugün, Afyonkarahisar'da bu tarihi izleri görmek mümkündür. Arkeoloji müzeleri, antik kent kalıntıları ve tarihî anıtlar, şehrin zengin geçmişine dair ipuçları sunar. Bu tarihî şehir, geçmişiyle gurur duyan bir mirası temsil eder ve ziyaretçilere unutulmaz bir tarihî yolculuk sunar.

Editör: Sakarya Gazetesi