Sivas’ta 45 günlükken ilk aşıları yapılarak bir çiftliğe gönderilen yavru kangalı kendi yavrusu gibi sahiplenen inek, köpekle ilgilendi. Her gün ahıra giderek ineğin önüne oturan yavru kangal, aradan geçen 1 yıla rağmen alışkanlığından vazgeçmedi. İneğin kangal köpeği ile ilgilendiği anlar, cep telefonu kamerasına yansıdı. İnek ve kangal köpeğinin dostluğu görenleri gülümsetiyor.
Hayvanların duygularının insanlardan daha farklı olduğunu ifade eden uzman kangal köpeği yetiştiricisi Hüseyin Yıldız, ineğin kangala yalnız olmadığını hissettirdiğini dile getirdi. Yıldız, "Geçtiğimiz aylarda bir çiftliğe 45 günlük bir yavru kangal gönderdik. Oraya gittiğinde yalnızdı, tek başına gönderdik. Çiftlikteki bir inek, soğuk aylarda annelik içgüdüleriyle bakıp sahip çıktı. Yavru kangala dokunuşlarıyla, sevgisiyle ve nefesiyle onun yalnız olmadığını hissettirdi. Özellikle hayvan âleminde bu canlıların birbirlerine ne kadar sahip çıktığını görebiliyoruz. Annesiz kalan bir kangal yavrusuna dev gibi bir ineğin nasıl annelik yaptığını görebiliyoruz. Hastalığında bile samanların arasında o inek kangal yavrusunu yanında yatırarak, ona vücudunu siper edip ısıttı. Kangal büyüdükten sonra da o ineğin yanından ayrılmadı. İneği anne olarak algıladı ve ona minnet duyguları besledi. Sürekli yanına giderek onun annesi olduğunu hissedip vefa borcunu ödedi. Büyüdüğü zaman da onun yalamasını isteyip, karşılıklı bir etkileşim kurdular" diye konuştu.
"Bu durumun insanoğluna örnek olması gerektiğini düşünüyorum"
İnek ve kangalın dostluğunun kendisini duygulandırdığını belirten Yıldız, "Normalde birbirlerine zıt iki canlının bir araya gelerek birinin diğerini koruduğunu, diğerininse ona annelik yaptığını görebiliyoruz. Bu durumun insanoğluna örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Ben o videoyu izlediğimde çok duygulandım. Biz, kangal yavrularının gönderildiği yerlerde yalnız olmalarına çok üzülüyoruz. Böylesi şeylerle de karşılaşınca hayvanlara olan bağım ve sevgim çok daha artıyor. Hayvanların duygularının ve yapılarının insanlardan daha farklı olduğunu görebiliyorum. Bu durum da beni hem duygulandırıyor hem de mutlu ediyor. Babasını, annesini, kökenini bildiğimiz ve tek başına büyümek zorunda kalan bir yavrunun kendisine annelik yapan bir ineğe büyüdüğü zaman da tekrardan dönüp onu ziyaret etmesi beni çok duygulandırdı. Yaptığım işi de bu yüzden çok seviyorum. Keşke yaşım 18 olsaydı da bu canlılara bir 40 yıl daha hizmet edebilseydim" dedi.