Kanuni Sultan Süleyman'ın tahta çıktığı dönemde, hazine gelirlerini artırmak amacıyla yapılan yeni bir arazi tahriri, bölgedeki dengeleri değiştirmiştir. İl yazıcıları, arazi ölçümlerini ve ürün miktarını abartarak vergi miktarını artırmış, bu da bazı dirlik sahiplerinin toprağının ellerinden alınmasına neden olmuştur. Bu durum, halk ile asker arasında huzursuzluğa yol açmıştır.

Nevşehir: Tarihin izleri

Ayrıca, 1582'den itibaren başlayan İran seferleri, tımar düzenini bozmuş ve dirlik sahiplerinin isyanına sebep olmuştur. Bu isyanlar, Celali isyanları olarak bilinmekte olup, dirlik sahiplerinin ailelerini ve topraklarını bırakıp savaşa gitmeyi reddetmeleriyle alevlenmiştir. Kapadokya'da da etkili olan bu isyanlar, bölgede ciddi bir huzursuzluğa neden olmuştur.

Osmanlı döneminin ilk yıllarından XVII. yüzyıla kadar, Kapadokya bölgesinin merkezi Ürgüp olmuştur. 1530'da Ürgüp'ün 6 mahalleden oluştuğu ve toplam 248 haneye sahip olduğu belirtilmektedir. Bu dönemde Nevşehir, Muşkara Köyü olarak bilinmekte olup, 18 hanelik bir köydür.

Muşkara'nın iskan durumu XVI. yüzyıldan XVIII. yüzyıla kadar pek fazla değişmemiştir. Ancak, Osmanlı Sadrazamı Damat İbrahim Paşa'nın etkisiyle bölgede canlanma ve yenilenme yaşanmıştır. Damat İbrahim Paşa, Muşkara'da önemli yenilikler uygulamış, kasabayı mimari yapılarla donatmış ve imarını tamamladıktan sonra adını Nevşehir olarak değiştirmiştir. Bu dönem, Lale Devri'nin etkilerini taşımaktadır.

Günümüzde Gülşehir olarak bilinen yerleşimin kurucusu, Karavezir lakabıyla anılan Silahtar Mehmet Paşa'dır. Eski adı Arapsun olan Gülşehir, 1584 yılında Uçhisar nahiyesine bağlı 30 hanelik bir köy olarak varlığını sürdürmekteydi. Bu dönemde Gülşehir halkının tamamı Müslümanlardan oluşmaktaydı. Silahtar Mehmet Paşa, bölgeye bir cami ve medrese yaptırarak kasabanın nüfusunu artırmış ve sonrasında Arapsun adını Gülşehir olarak değiştirmiştir.

Osmanlı Devleti'nin 1840 yılındaki resmi kayıtları, Nevşehir ve Ürgüp'ün Niğde Muhassıllığı'na bağlı olduğunu göstermektedir. 1847'deki idari düzenlemede ise Nevşehir, Konya eyaletine bağlı bir liva haline getirilmiştir. Ancak, 1849 kayıtlarında sancak merkezinin Niğde'ye taşındığından bahsedilmektedir.

1867 Vilayet Nizamnamesi'ne göre Nevşehir Liva olarak Konya Vilayeti'nin Niğde Sancağı'na bağlanmıştır. Bu dönemde Niğde Sancağı'nın beş kazası bulunmaktadır: Nevşehir, Ürgüp, Aksaray, Kırşehir ve Yahyalı. Bu idari düzenlemeye göre; Konya Eyaleti, Niğde Sancağı, Nevşehir ve Ürgüp kazaları ve bu kazalara bağlı köyler şeklinde hiyerarşik bir yapı oluşmuştur. Nevşehir'in idari statüsü, 1867'den 1918'e kadar değişmemiştir. Ancak, 1896 yılında Arapsun (Gülşehir), Niğde Sancağı'na bağlı bir kaza haline getirilmiştir. Aynı dönemde Avanos, Ankara Vilayeti'nin Kırşehir Sancağı'na bağlı bir kaza olarak, Hacıbektaş ise yine aynı vilayet ve sancağa bağlı bir nahiye durumundadır.

Kapadokya yöresi, Milli Mücadele yıllarında Mütareke'nin belirlediği paylaşım alanlarının dışında kaldığı için önemli bir olaya sahne olmamıştır. Ancak, Dellaczade Hacı Osman Efendi isimli önemli bir şahsiyet, Sivas Kongresi'ne Nevşehir delegesi olarak katılarak milli mücadeleye destek vermiş ve memleketinde Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti'nin şubesini kurarak mücadeleye katılımı sağlamıştır.

Topkapı Sarayı’nın 300 yıllık iki büyük saati restore ediliyor Topkapı Sarayı’nın 300 yıllık iki büyük saati restore ediliyor

Bir diğer önemli olay, Mustafa Kemal'in 1919'da Hacı Bektaş-ı Veli Tekkesi'ne gelerek tekke şeyhi ve müridi ile görüşmesidir. Bu görüşmenin ardından Anadolu'daki tüm Bektaşi tekkeleri, milli mücadeleye destek kararı almış ve bu tekkeler, adeta birer karargah gibi faaliyet göstermiştir. Cumhuriyet sonrasında gelişip büyüyen, Niğde'ye bağlı bir ilçe olan Nevşehir'e 1954 yılında il statüsü verilmiştir.

Tarih boyunca Mezopotamyalı Asurlarla Hititler arasında ticari ilişkiler gelişmiş olmasına rağmen, Asurlular'ın dil üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır. Bu durum, Asurlularla Hititler'in birbirine karışmadığını göstermektedir. Kapadokya'nın tarihindeki bu önemli dönemler, bölgenin kültürel ve siyasi geçmişindeki çeşitli etkileşimleri ortaya koymaktadır.

Editör: Sakarya Gazetesi