Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
* Türkiye bir sorunlar yumağı ile karşı karşıya. Sorunun kaynağını oluşturan ise siyaset kurumu.
* Eğer siyaset kurumu sorunun kaynağı değil de sorunu çözen bir unsur olarak ortaya çıksa, belki böyle bir acı tabloyla karşı karşıya kalmayacağız. Eğitimde sorunumuz var. Ekonomide sorunumuz var. Demokraside sorunumuz var. Dış politikada sorunumuz var.
* Toplumsal barışımız dinamitlenmek üzere. Bütün bunları aslında yaşıyoruz ve her birimiz bu sorunlarla bir şekliyle karşı karşıya kalıyoruz.
“UYUŞTURUCU BARONLARI İLE SİYASİ İKTİDAR İŞBİRLİĞİ İÇİNDE”
* Öyle bir noktadayız ki, adaletle değil baskıyla Türkiye'yi yöneten bir yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız.
* Toplumsal barış derken sadece Kürt sorununu kastetmiyorum. Öyle acımasız bir tabloyla karşı karşıyayız ki, çoğumuz bunu farkında bile değiliz. Rahat dillendirilmiyor bu konu. Bir uyuşturucu bataklığı var.
* Özellikle yoksul mahallelerden başlayarak. Daha acı olan tablo ise uyuşturucu baronları ile siyasal iktidarın işbirliği.
* Böyle bir tabloyu Türkiye hiç görmemişti, yaşamamıştı. Böyle bir tabloyla karşı karşıyayız.
“DÜŞÜNCELERİNİ AÇIKLADI DİYE İNSANLARI HAPİSLERDE TUTUYORSANIZ SORUNUMUZ VAR”
* Bir tweet attı diye eğer kişiyi sabahın köründe evini basıp, yakalayıp, karakola götürüyorsanız bir sorunumuz var demektir.
* Düşüncelerini özgürce açıkladı diye insanları alıp aylarca, yıllarca hapislerde tutuyorsanız, bir sorunumuz var demektir.
* Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararını uygulamayan, Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan bir yargı düzeni varsa ciddi bir sorunumuz var demektir.
* Yargı kararıyla değil, Kanun Hükmünde Kararname ile insanlar görevlerinden ediliyor, kamu görevleri sona erdirilerek dışarıya atılıyorsa bir sorunumuz var demektir.
* Anayasa Mahkemesi kararı uygulamadı diye bir yargıç ödüllendiriliyorsa bir sorunumuz var demektir.
“BİZ KAZANIYORUZ AMA PARALARI ORAYA GÖNDERİYORUZ”
* Biz böyle bir tabloyla daha önce hiç karşılaşmamıştık. Yargının bir düzeni vardı, adalet anlayışı vardı.
* Eleştirirdik ama eleştirilere karşı duyarlı olan bir yapı vardı ve biz o yapıyla yan yana gelirdik. İnsanlar oturur konuşurlardı. 83 milyonluk bir Türkiye'yi düşünün; Londra'daki bir avuç tefeciye çalışan 83 milyonluk bir yurttaş kitlesini düşünün.
* Hep beraber hizmet ediyoruz. Biz kazanıyoruz ama paraları oraya gönderiyoruz.
* Türk Lirası, üçüncü dünya ülkelerinin paralarının karşısında bile erimeye başladıysa, ciddi bir sorunumuz var demektir. Şu soruyu hepimiz kendimize sormak zorundayız: Bu tablo 83 milyonun hak ettiği bir tablo mu?
“ELEKTRİĞE ZAM YAPMAYA KALKARSANIZ BUNUN BEDELİNİ ÖDERSİNİZ”
* Buradan elektrik şirketlerine de iki çift sözüm var. Milletin sırtına çökmeye çalışırsanız, elektriğe zam yapmaya kalkarsanız bunun bedelini ödeyeceksiniz.
* Eğer zam yaparlarsa gerekirse kademeli olarak tüketimi durdurmaya çağıracağız halkımızı. Bunun mücadelesini vereceğiz.
*Zam yapmaya kalkarlarsa yarın iktidar olduğumuzda bunun hesabını kesinlikle soracağız.
“DEVASA BİR SORUMLULUĞU OMUZLARIMIZA ALACAĞIZ”
* Sıradan bir iktidar değişimi olmayacak bu değişim. Bu değişim devasa bir sorumluluğu omuzlarına alıp, Türkiye'yi aydınlığa çıkarmak için mücadele etmek demektir.
* Bu sorumluluğun anlamı budur. Ağır bir sorumluluğu üstlenmeye hazırız. Neden? Aklımızla sorunları çözeceğiz. Birikimimizle çözeceğiz.
* Yolsuzluklarla mücadele ederek çözeceğiz. Ahlaki temelleri güçlendirerek çözeceğiz bu sorunları.
* Devletin hazinesine hiç kimsenin el uzatmasına izin vermeyeceğiz. Kul hakkı yiyenlerin burnundan hep beraber fitil fitil getireceğiz.
“YOKUŞ AŞAĞI GİDEN BİR TÜRKİYE'NİN YOLUNU ÇEVİRMEMİZ LAZIM”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:
* Vazgeçmek yoktur bizim lügatimizde. Bu mücadele artık bir hak mücadelesidir, insan mücadelesidir, bir adalet mücadelesidir. Yokuş aşağı giden bir Türkiye'nin yolunu çevirmemiz lazım.
* Daha büyük savrulmalara izin vermememiz lazım. Hiç kimseyi asla yarı yolda bırakmayacağız. Bizim mücadelemiz kutsal bir mücadeledir. Bu kutsal mücadeleyi yurt sathına yaymak, dillendirmek her birimizin tek tek görevidir.
“AĞZIMIZDAN ‘YORULDUK' LAFI KESİNLİKLE ÇIKMAYACAK”
* Allah'ın izniyle, milletin takdiriyle iktidar görünüyor. İktidara geldiğimizde her birimize düşen sorumluluklar var. Her birimiz sorumluluğumuzun bilincinde olmak zorundayız. Sorumlulukla, o bilinçle hareket etmek zorundayız.
* Ağzımızdan, ‘yorulduk' lafı kesinlikle çıkmayacak. ‘Yorulduk' lafı çıktığı andan itibaren bu işi bırakıyoruz demektir. Biz yorulmayacağız.
* Hak arayanlar yorulmazlar, adalet arayanlar yorulmazlar, halkın yanında olanlar yorulmazlar, halka birlikte omuz omuza mücadele edenler yorulmazlar.
“BİZE OY VERMEYENLERLE DE BERABER OLACAĞIZ”
* Biz iktidara geldiğimizde herkesin yüzü güldüğünde biz o zaman diyeceğiz ki ‘Evet görevimizi yaptık.' Herkesin yüzü gülecek. Ana hedefimiz bu. Bize oy vermeyenlerle de beraber olacağız.
* Çünkü biz yeni bir siyaset anlayışını başlattık. Zor bir dönemeç ama döneceğiz buradan. Halkın desteğini alarak, halka güven vererek.
“SORUNLARI ÇÖZME KAPASİTEMİZ, AKLIMIZ, MANTIĞIMIZ VAR”
* Buradan halkımıza da seslenmek isterim: Yaşadığın sorunların ne olduğunu ben ve arkadaşlarım hepimiz biliyoruz. Sorunları çözme kapasitemiz var, aklımız var, mantığımız var, Sorunu önce sizden dinleyeceğiz, sizden öğreneceğiz.
* Masa başında oturup, ‘Ben sorunu çözeceğim' demeyeceğiz. Önce vatandaşla oturacağız, esnafla oturacağız, çiftçiyle oturacağız, manavla oturacağız, apartman görevlisiyle oturacağız, muhtarla oturacağız, sanayicisiyle oturacağız, dış ticaretçisiyle oturacağız.
“PİNPON TOPU GİBİ GİDİP GELEN BİR YÖNETİM TARZINI ASLA KABUL ETMİYORUZ”
* Rahmetli Ecevit'in hayata geçirdiği Ekonomik ve Sosyal Konseyi yeniden hayata geçireceğiz. Her kesimle oturacağız ve her kesimin sorunlarını dinledikten sonra da sorunların nasıl çözüldüğünü, nasıl çözülebileceğini sadece kendi halkımıza değil, bütün dünyaya göstereceğiz.
* Onurlu bir dış politika izleyeceğiz. Pinpon topu gibi gidip gelen bir yönetim tarzını asla kabul etmiyoruz. Yurtta barışı, dünyada barışı tesis edeceğiz.
“İLK SEÇİMDE İNŞALLAH İKTİDARIZ”
* Sorunların çözümünün merkezinde Türkiye Büyük Millet Meclisi yatıyor. Kanun Hükmünde Kararname ile görevlerine son verilen hiç kimse meraklanmasın. Yargı kararı yoksa bir hafta içinde tamamını görevlerine iade edeceğiz. Hiç kimsenin mağdur olmasını istemiyoruz. İlk seçimde inşallah iktidarız ve beraber bu mücadeleyi yapacağız.