Bazilika Sarnıcı olarak da bilinen bu muazzam yapı, Yerebatan Sarayı'nın altında uzanmaktadır. 140 metre uzunluğunda ve 70 metre genişliğindeki dikdörtgen formuyla dikkat çeken sarnıç, büyüklüğü ve estetik özellikleriyle benzersiz bir yapıdır.

Sarnıcın yapısı

Sarnıca ulaşmak için 52 basamaklı taş merdiveni inmek gerekmektedir. Sarnıcın içinde 336 sütun bulunmakta olup, her biri 9 metre yüksekliğindedir. Sütunlar arasında 4.80 metre aralıklarla düzenlenmiş ve her sırada 28 tanesi olmak üzere toplamda 12 sıra bulunmaktadır. Sütunlar, çeşitli mermer cinslerinden yapılmış olup, başlıkları arasında Corinth ve Dor üslubu etkileri görülmektedir.

Sarnıcın içerisindeki suyun yükselen sütunlar arasında oluşturduğu etkileyici atmosfer, ziyaretçileri adeta büyüler. Tonozlar ve kemerlerle desteklenen tavan, sütunlara mükemmel bir denge sağlar. Sarnıcın duvarları, tuğladan örülmüş ve 4.80 metre kalınlığındadır. Su geçirmezlik için ise Horasan harcı kullanılmıştır. Toplamda 9 bin 800 metrekarelik bir alanı kaplayan bu sarnıç, yaklaşık 100 bin ton su depolama kapasitesine sahiptir.

Sarnıcın suyu, imparator Valens tarafından inşa edilen 971 metre uzunluğundaki Valens Kemerinden ve İmparator Justinianus'un yaptırdığı 115.45 metre uzunluğundaki Mağlova Kemerinden şehre 19 kilometre mesafede bulunan Belgrat ormanlarındaki Eğrikapı su taksim merkezinden getirilmiştir.

Sarnıcın içindeki sütunların çoğunluğu silindir biçimindedir ve üzerlerinde Tavus Gözü, Sarkık Dal ve Gözyaşı gibi oyma figürlerle süslenmiştir. Özellikle IV. yüzyıla ait büyük Theodesius'un zafer takındaki sütunlarla benzerlik gösteren bu süslemeler, Bizans döneminin sanat anlayışını yansıtmaktadır.

Sarnıcın kuzeybatı köşesinde bulunan iki sütunun altında yer alan Medusa başları, Roma Çağı heykel sanatının nadir örneklerindendir. Bu başların, IV. yüzyıla ait antik bir yapıdan sökülerek buraya getirildiği düşünülmektedir.

Osmanlı dönemi

Osmanlı döneminde Yerebatan Sarnıcı, Topkapı Sarayı'nın bahçelerine su temini amacıyla kullanılmıştır. Ancak, Osmanlılar şehirde kendi su tesislerini kurduktan sonra sarnıcı terk etmişlerdir. 1544-1550 yıllarında ise Hollandalı gezgin P. Gyllius tarafından keşfedilmiştir.

Hayvanseverler dikkat, uzmanı uyardı! Hayvanseverler dikkat, uzmanı uyardı!

Sarnıcın tarihi boyunca çeşitli onarımlardan geçtiği bilinmektedir. Osmanlı döneminde iki kez restore edilen sarnıcın en büyük onarımı, III. Ahmet döneminde Mimar Kayserili Mehmet Ağa tarafından gerçekleştirilmiştir. II. Abdülhamit döneminde ise ikinci büyük onarım yapılmıştır. Cumhuriyet dönemindeki en kapsamlı restore ise 1985 yılında gerçekleşmiş olup, sarnıç 9 Eylül 1987 tarihinde ziyarete açılmıştır.

Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'un tarihine ışık tutan ve mimari zenginlikleriyle büyüleyen önemli bir yapıdır. Ziyaretçilerini geçmişe götüren bu eşsiz sarnıç, günümüzde de kültürel mirasın bir parçası olarak ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmektedir.

Editör: Sakarya Gazetesi