Antik Han, bağlantı yollarında Roma ve Bizans dönemlerine ait kaya yerleşimlerine ev sahipliği yapmıştır. Bu Han, sadece çevresindeki tarihî ve doğal güzelliklerle değil, aynı zamanda ilçe merkezindeki Osmanlı Dönemi yapıları ve burada yapılan son kazılarla ortaya çıkarılan arkeolojik alanlarıyla da dikkat çeken önemli bir tarihî merkezdir.

Bugün ilçe merkezinde bulunan antik yerleşimin izleri, yerleşimin güney ve batısındaki kayalık yamaçlarda takip edilebilmektedir. İlçenin güneyindeki kayalık tepenin kuzey ve doğu yamaçlarında gerçekleştirilen kazılar, bu alanın antik yerleşimin mezarlığı (nekropol) olduğunu ortaya koymuştur. Kayaya oyulmuş tekli ve oda tipinde 100'den fazla mezar tespit edilmiştir. Mezarlarda bulunan çeşitli artefaktlar, nekropol alanının MS 1. yüzyıldan itibaren yaklaşık 4 yüzyıl boyunca kesintisiz olarak kullanıldığını göstermektedir.

Antik Han, sadece geçmişin izlerini taşıyan bir mekan değil, aynı zamanda ziyaretçilere tarihî ve kültürel bir yolculuk fırsatı sunar. Hanın çevresindeki doğal güzellikler, ziyaretçileri etkileyen bir atmosfer oluştururken, ilçe merkezindeki Osmanlı Dönemi yapıları da geçmişin izlerini taşıyan mimari örnekler sunar. Ayrıca, burada yapılan kazılar sonucunda gün yüzüne çıkarılan arkeolojik buluntular, bu antik yerleşimin tarihî önemini ve zenginliğini göstermektedir.

Antik Han, tarih ve doğa tutkunlarını cezbetmekle kalmaz, aynı zamanda bölgenin kültürel mirasını keşfetmek isteyenler için de eşsiz bir destinasyondur. Ziyaretçiler, bu antik mekanı keşfederken geçmişin dokusunu hissedebilir, tarihî ve arkeolojik zenginliklere tanık olabilirler. Antik Han, geçmişin ve günümüzün buluşma noktası olarak, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunmaya devam etmektedir.

Yurtta hava nasıl olacak? Yurtta hava nasıl olacak?

Eskişehir: Han'da ziyaretçilerin büyük ilgisini çekecek

Han'da ziyaretçilerin en büyük ilgisini çekecek kalıntılar, kayaya oyulmuş yer altı galerileri olacaktır. Bu antik yerleşim doğal kayalıkların içine oyularak inşa edilmiş, yer altında kat kat mekanlar ve bu mekanları birbirine bağlayan koridorlarla doludur. En alt seviyede, kuzeyden gelen bir temiz su kanalına bağlanan koridorlar bulunmaktadır. Gömü odasının girişi güneydoğudadır ve üç odadan oluşmaktadır. Bu odalarda, arcosoliumlu sandukalar yer almaktadır. Odaların duvarlarında özellikle üst seviyede ve tavanda rozet, baklava dilimi, fiyonk, yaprak ve fırıldak motifleri bulunmaktadır. Bu detaylar, bölgede benzersiz bir örnektir. Ayrıca ilçe merkezinde, büyük boyutlarda gömü taşları bulunmaktadır.

Ancak, bu karmaşık yapıdaki yer altı galerileri ve tahıl ambarlarıyla ilgili ne zaman ve hangi amaçla yapıldığına dair kesin tarihî veya arkeolojik verilere ulaşılamamıştır. Ancak, bu yapıların uzun vadeli ve güçlü bir tehdide karşı savunma ve koruma amaçlı inşa edildiği kesindir. Bölgenin tarihsel süreç içindeki konumu göz önüne alındığında, bu yapıların yapılma amacının, özellikle 7. yüzyıldan itibaren giderek artan Arap akınları gibi güçlü tehditlere karşı savunma amaçlı olduğu düşünülmektedir. Bu şekilde, Han'daki yer altı galerileri ve diğer yapılar, bölgenin tarihî savunma stratejilerinin önemli birer parçasını temsil eder.

Han merkezinde açığa çıkarılan kalıntılar, buradaki antik yerleşimin Roma İmparatorluk Dönemi'nde oldukça büyük bir boyuta ulaştığını, Bizans Dönemi'nde ise özellikle askeri açıdan önemli bir stratejik merkez haline geldiğini göstermektedir. Osmanlı Dönemi'nden günümüze ulaşan ve hala sağlam durumda olan Hüsrev Paşa Camii ve hamam, günümüzde de ziyaretçilerin ilgisini çeken önemli yapılar arasında yer almaktadır.

Eskişehir Müze Müdürlüğü başkanlığında 1992-1993 yıllarında gerçekleştirilen ilk kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkan bulgular, antik Han'ın tarihî ve kültürel zenginliklerle dolu olduğunu göstermiştir. Kazı çalışmaları, Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyeleri ve özellikle Yrd. Doç. Dr. A. Oğuz ALP danışmanlığında belirli aralıklarla devam etmektedir.

Editör: Sakarya Gazetesi