“Milletin iradesi yargı eliyle gasp edilmek isteniyor”
İmamoğlu, mektubunda 19 Mart’tan bu yana “yargı eliyle milli iradeyi gasp etmeyi hedefleyen büyük bir siyasi operasyonla” karşı karşıya olduklarını vurguladı. “Milletin özgür iradesiyle seçip görev verdiği belediye başkanları ve yöneticileri iftiralarla, kumpaslarla hapsediliyor. Tutuksuz ve adil yargılanma hakları ellerinden alınıyor.” ifadelerini kullanan İmamoğlu, yaşanan sürecin bir demokrasi mücadelesine dönüştüğünü söyledi.
“Casusluk hikayeleriyle iradeyi bastırmaya çalışıyorlar”
İmamoğlu, kendisine yönelik suçlamaların casusluk hikayeleriyle süslendiğini belirterek, “15,5 milyon oyla Cumhurbaşkanlığına aday olmamdan casusluk hikayeleri uydurmaya kalkıyorlar. Bu iftiralarla hem beni hem de özgür medyayı susturmaya çalışıyorlar.” dedi. Merdan Yanardağ ve muhalif gazetecilere yapılan baskılara değinerek, “Bu kumpaslara yargıyı alet edenler hem hukuk önünde hem de milletin vicdanında hesap verecek.” ifadelerini kullandı.
“Yolun sonuna geldiler”
İmamoğlu, iktidarın ülkeyi ekonomik kriz, adaletsizlik ve yolsuzluklarla sürüklediğini belirterek, “Milletin yargıya güvenini yerle bir edenler, ormanlarımızı ve madenlerimizi yabancılara peşkeş çekenler, Eskişehir’in nadir element rezervlerine göz dikenler yolun sonuna geldiler.” dedi.
“Ya adalet ya sefalet… Ya adalet ya esaret”
İmamoğlu, mektubunda mücadele çağrısını şu sözlerle dile getirdi:
“Bu yolun sonunda sadece iki seçenek var: Ya cumhuriyetimize, demokrasimize sahip çıkacağız ya da büyük bir zulüm ve istibdat altında kalacağız. Ya milletin kanını emen bir avuç insanı evlerine göndereceğiz ya da yokluğa ve adaletsizliğe mahkûm olacağız. Bunun orta yolu yok. Ya adalet ya sefalet… Ya adalet ya esaret.”
“Eskişehir tarafını seçti”
İmamoğlu, mektubunun sonunda Eskişehirlilere seslenerek, “Eskişehir tarafını seçmiştir. Milletimiz tarafını seçmiştir. Sabredeceğiz, gayret edeceğiz, cesaret edeceğiz. Ve mutlaka başaracağız. Her şey çok güzel olacak.” sözleriyle mesajını tamamladı.
