Düzce'nin tarih sahnesine çıkışı, M.Ö. 1390-800 yılları arasında hüküm süren Hitit Medeniyeti’ne kadar dayanmaktadır. Bu dönemlerde bölge, önemli bir yerleşim yeri olarak kabul ediliyordu. Fakat bölgenin gerçek gelişimi Roma ve Bizans dönemlerinde yaşanmıştır. Roma İmparatorluğu döneminde bu bölgenin ziraate elverişli hale getirilmesiyle, bataklıklar kurutulmuş ve tarım faaliyetleri yoğunlaşmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, bölge Orhan Gazi’nin komutanlarından Konuralp Bey tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Bu dönem, bölgenin ticari ve stratejik öneminin arttığı bir dönemdir. Düzce, Osmanlı İmparatorluğu döneminde gelişimine devam ederken, 19. yüzyılda da önemli bir kent olarak varlığını sürdürmüştür.
20. yüzyıl, Düzce için hem kalkınma hem de doğal afetlerle anılan bir dönem olmuştur. 1999 yılında yaşanan depremler, şehrin tarihinde kara bir leke olarak yer alsa da, Düzce halkının dirençli yapısı sayesinde bu zor günler atlatılmış ve şehir yeniden inşa edilmiştir. Aynı yıl Düzce'nin il statüsü kazanması, bölgenin kalkınma sürecini hızlandırmıştır.
Coğrafi olarak Düzce, bereketli toprakları, dağları ve akarsularıyla dikkat çeker. Melen Çayı, bölgenin en önemli akarsularından biridir. Bunun yanı sıra, Hasanlar Barajı, bölgenin sulama ve enerji ihtiyaçlarına önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır.
İklim olarak ise Düzce, Karadeniz'in nemli ve ılıman ikliminin etkisi altındadır. Bu iklim, bölgenin doğal bitki örtüsünün zenginliğini de beraberinde getirir. Düzce ormanları, Türkiye'nin önemli doğal kaynaklarından birini oluşturur.
Düzce'nin eski adı neydi?
Düzce'nin bilinen eski isimleri arasında "Konuralp" ve "Konsapa" bulunmaktadır. Özellikle Osmanlı döneminde "Konuralp" ismi, Orhan Gazi'nin komutanlarından Konuralp Bey'in bölgeyi Osmanlı topraklarına katmasından sonra kullanılmıştır. Daha sonraki dönemlerde ise "Konsapa" adıyla anılmıştır.
