Asırlara meydan okuyan tarihi eserlerin sağlamlık sırrı Asırlara meydan okuyan tarihi eserlerin sağlamlık sırrı

Sülbüs Dağı, her mevsimde zirvesinde kar örtüsüyle kaplı, sivri bir koni formuna sahiptir. Dağcılar, yıl içinde burayı ziyaret ederler ve aynı zamanda çeşitli av aktiviteleri için tercih ettikleri bir bölgedir. Dağın düz ve geniş zirvesi, uzaktan bakıldığında sivri bir silüet oluşturur. Zirvede bulunan bir ziyaret noktası, dağın heybetli görüntüsünü daha da artırır ve bölgeye efsanevi bir hava katar.

Adının kökeni ve hikayesi

Yöresel bir rivayete göre, Sülbüs Dağı'nın adının kökeni, genç bir delikanlı olan Sülbüs'e dayanır. Sülbüs, güzelliğiyle ünlü bir kız olan Star'a aşık olur. Ancak araya giren bir cadı, bu aşkın önüne geçmeye karar verir. Cadının engellerine rağmen aşıklar bir araya gelir, ancak kısa bir süre sonra Sülbüs, aşkından dolayı verem hastalığına yakalanarak hayatını kaybeder. Star, sevgilisinin ardından derin bir üzüntüye kapılarak hayata veda eder. Star'ın vasiyeti üzerine, sevgilisinin yanında sonsuza kadar bir arada olabilmek için gömülür. Ancak cadı, onların mezarları arasında bile dikenli bir ağaç filizlendirerek aşıkları ayırmak ister. Rivayete göre, bu dikenli ağaç, öteki dünyada bile aşıkların birbirlerine kavuşmalarına engel olur.

Sülbüs Dağı'nın eteğinde bu romantik hikayenin izleri, dağcıların ve ziyaretçilerin ilgisini çeker. Bölge, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda yerel efsaneleriyle de zenginleşmiş bir destinasyon olarak bilinir.

Editör: Sakarya Gazetesi