60 yıl önce, bahçeli yapılırdı evler.
Üç tarafı bahçe.
Kendince bir şeyler ekilirdi bahçeye.
Maydonoz, nane...
Domates, biber.
Mis kokardı.
Taze taze koparılıp yenirdi.
****
Ağaç dikilirdi.
Vişne, kiraz, zerdali.
Asma dikilirdi duvar diplerine.
Bahçenin bir köşesine yapılan kümeste tavuk beslenirdi.
Her daim tazeydi yumurta.
Köy yaşamının keyfini şehirde çıkarırdık.
****
Alarm sistemi yoktu.
Ama; sahiplenilen hayvan dostlarımız korurdu evimizi.
Yabancı sokmazlardı.
****
Kapı komşusu diye bir şey vardı.
Mutfakta eksik bir şey varsa, istenirdi.
Komşuda pişer, bize de düşerdi.
Gelen tencere tabak boş gönderilmezdi.
****
Şimdi çok katlı apartmanlarda, sitelerde oturanlar bilmez.
Herkes komşusunu tanırdı.
Destek olurlardı.
Üzüntü ve sevinç paylaşılırdı.
****
Çoğu evde televizyon yoktu.
Televizyonu olan evlerde misafir eksik olmazdı.
Telefonu olan komşuya giderdik dost ve akrabalarla konuşmak için.
Şehir dışındaki akrabalarımıza komşumuzun numarasını verirdik.
****
60 yıl sonra.
Evlerimizde her türlü konfor var.
Ama; biz yine de eskiyi.
O güzel günleri özlüyoruz...

FUTBOL BİTTİ...

Futbol iyiydi.
Kitleleri peşinden sürüklüyordu.
Araya önce para girdi.
Sonra da siyaset.
Futbol bitti.
****
Para bitince hatırlandı.
Yerli futbolcu ve antrenörler.
Gel dediler.
Geldiler. 
Git denildiğinde gittiler.
Hep aynı sahne.
Hep aynı oyun.
Öz evlatlarının tekerine çomak soktular.
****
Sahne aynı.
Yönetenler farklı olsa da.
Yöntem değişmedi.
Parası geciken, parasını alamayanlar.
En erken terk etti gemiyi.
Kalanlar bizdendi.
Bizim çocuklar...
****
Yeni değil.
Güne ait hiç değil.
Yıllardır yapılan seçmelik bu.
Gelene, kalandan fazla değer vermek.
Öz kaynakları hoyratça harcamak...