AK Parti Belediye Başkan Adaylarının, seçilmeleri halinde belediye imkanları ile yapacaklarını söyledikleri vaatlere eyvallah...
Neticede belediye bütçesi ellerinde olacak ve bu vaatlerini gerçekleştirme imkanları bulunacak.
***
Ancak...
Kuzey ve Güney Çevre Yollarının yapılacağı gibi, Tramvayın yer altına alınacağı gibi, Kentsel dönüşümle 25-30 bin evin dönüştürüleceği gibi, TOKİ projeleriyle evsiz kimsenin kalmayacağı gibi, hatta Okullar, Hastaneler yapılacağı gibi hükümet imkanlarıyla yapılacağı söylenen öyle vaatler var ki; insan ister istemez “Siz bunları yapacağınızı söylüyorsunuz da bundan Hazine Bakanı Şimşek'in haberi var mı?” diye sorası geliyor...
***
Malum olduğu üzere Hazine Bakanının “Kimse bana para istemek için gelmesin. Kasada para yok. Otoyol ve benzeri yatırımlar yapılmayacak” demesinin üzerinden daha bir hafta bile geçmedi...

A K P-3

KİM NASIL BİR BELEDİYE BAŞKANI İSTER?


Belediye başkanı şehrin en önemli ismidir.
Görevin önemi ve Belediyenin bütçe ve imkanları bir anda belediye başkanını şehrin en önemli ismi yapar.
Normal yaşamında nasıl bir yaşantısı olduğunun hiç önemi yoktur.
Zira…
Belediye başkanlığına seçilen bir isim, o andan itibaren en az 5 yıl boyunca şehrin güç ve kudret sahibi kişisi oluverir.
Bununla da kalsa iyi…
Belediye başkanlığına seçilen kişi aynı zamanda, kısa süre içinde herkesin tanıdığı biri, herkesin yakın olmak istediği bir isim haline de geliverir.
***
Bu nedenle…
Desteklediği partinin adayına oy vermeye kilitlenmiş olan seçmenin dışında hemen herkesin kendisine göre kafasında bir Belediye Başkan kriteri vardır.
Örneğin…
-Belediyeden hiçbir beklentisi olmayan normal vatandaş, Belediye başkanının "İçimizden biri" diye nitelendirebileceği bir isim olmasını ister.
çünkü Belediye Başkanının "kendinden biri" olarak algılanması gurur kaynağı oluşturur.

-Bazıları "Tanıdık" olmasını ister. Çünkü, Belediye başkanı olacak kişinin kendisini tanıyor olmasının kendisine prestij katacağını düşünür.
Karşılaştıklarında Belediye Başkanının kendisine ismi ile hitap etmesi bile, koltuklarını kabartır.
***
-Girişimci- İş adamı, "Bize yeni fırsatların önünü açacak mı?" diye düşünüp, buna yatkın bir ismin Belediye başkanı olmasını ister.
-Milletvekilleri, "Seçilince benim sözümden çıkmaması lazım. Böylece Belediyeyi yönetme imkânım da olur" düşüncesine uygun bir ismin başkan olmasını ister.
-Parti yöneticileri "Partinin sözünden çıkmayacak, partinin her isteğini yerine gettirecek bir Belediye Başkanı" olmasını ister.
-Taksicisinden lokantacısına, tüccarından sanayicisine kadar neredeyse bütün sektör temsilcileri "Bana ve benim işime ne faydası olacak" kriteri üzerinden hareketle, kendi işine en çok katkı sağlayacağını düşündüğü bir belediye başkanının başa gelmesini arzu eder.
***
Sonuç olarak…
Seçilen Belediye Başkanı şehri yönetir ama "Nasıl bir Belediye Başkanı?" sorusu karşısında herkesin kendine göre var olan kriteri rutin belediyecilik hizmetlerinin yapılıp yapılmayacağı ile alakalı değil, aksine kişisel kazanımlar üzerinden yola çıkılarak ortaya konulan kriterlerdir…
"Belediye Başkanı şu olmalı" diyen ve hemen ardından da "Bu şehre çok faydası olur" diye saptamasını yapanların bu söylediklerinin arka planında, kendilerine için bir "avantaj", bir "menfaat" beklentisi mutlaka vardır…

Başkan-16

ÖNCE MUHALEFETİ KUCAKLAYIN...

Eskişehir'de en uzun süre görev yapan Valilerden biri olan ve şu anda Yeniden Refah Partisinin Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığını üstlenen Kadir Çalışıcı, geçenlerde bir sohbetimiz sırasında anlatmıştı...
***
İlk Vali olarak atandığında, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, kendisi gibi atamaları yapılan Valileri Çankaya Köşkünde toplamış.
***
Demirel yaptığı konuşmanın sonunda Valilere şöyle seslenmiş:
“Şimdi buradan yeni görev yerleriniz olan şehirlere dağılacak ve göreve başlayacaksınız. Vali olarak gittiğiniz şehirlerde öncelikle ilk işiniz muhalefeti kucaklamak olsun. İktidarın gücü var, bakanı var, milletvekili var, her türlü imkanı var. O yüzden onlar ne isterse yaptırır. Ama siz hiçbir gücü ve etkisi olmayan muhalefete de yakın durup, kucak açın ki, o insanlar da 'Bizim de arkamızda devletimiz var' diyebilsin.”
***
Kadir Çalışıcı'dan  “Demirel'in ağzından bu sözleri duyduğumuzda önce şaşırdık. Ama  Demirel orada bir devlet adamının söylemesi gerekenleri söylemişti. O toplantıda söyledikleri hiç aklımdan çıkmadı. Görev yaptığım süre boyunca da bu tavsiyeye uymaya özellikle gayret gösterdim” sözlerini dinlerken, bir Demirel sonrası Cumhurbaşkanları geldi aklımıza bir de o Cumhurbaşkanları tarafından atanan Valilerin devlet adamlığı...

Ç A L I Ş I C I I