Yapılanlar da istekler de çok komik değil mi?

Abone Ol

Bina altlarında bulunan ve çoğunluğu hizmet sektöründe faaliyet gösteren iş yerleri, ya binanın ortak kullanım alanına, ya kaldırım üzerine ya da yeşil alan üzerine açılır-kapanır bir sistem kuruyor.
***
Böylelikle 100 metrekarelik iş yeri oluyor size 200-250 metrekare...
Yani...
İş yerleri bu açılır-kapanır sistemi kurarak, kendisine ait yasal kullanım alanını birden iki katına çıkartıyor.
***
Belediyelerin görmezden geldiği, müdahale etmediği hatta müsaade ettiği bu durum sonunda Eskişehir'in ana cadde ve bulvarları üzerinde binlerce “Kaçak çıkma” açılır-kapanır sistemli mekanların oluşmasına yol açtı...
***
Belediyeler bu duruma belki “Ticaret etkilenmesin, esnaf olmasın” yaklaşımıyla müdahale etmedi ama Sayıştay belediyeler gibi düşünmedi.
Yapılan denetimler sonrasında, şehirdeki bu açılır-kapanır sistem ile yasal olmayan çıkmalara neden müdahale edilmediğini raporladı.
***
Sayıştay raporlarında yer alan tespitler üzerine belediyeler söz konusu açılır-kapanır sistemlerin bulunduğu iş yerlerine hem ceza yazmak hem de bu çıkmaların kaldırılmasını istemek durumunda kaldı.

Önceki gün büyükşehir meclisine gelmiş konu.
AK Parti sözcüsü “Bu duruma bir çare bulalım. Yazıktır günahtır. Bu iş yerleri bu açılır-kapanır sistemler için büyük yatırımlar yaptı. Yoksa 4-5 bin esnaf bu durumdan büyük mağduriyet yaşayacak” diyerek, belediyelerin bu konuda üstüne düşeni yapması halinde, AK Parti grubunun da kendilerini destekleyeceğini söylemiş.
***
Yani...
Bir anlamda “Siz ceza yazmayın, yıktırmayın, bu meseleyi görmezden gelin, biz de meselenin görünmez olmasına ses çıkartmayalım” demiş.
CHP tarafı ise Sayıştay raporlarında bu konuya yönelik ciddi bulguların yer aldığını, meselenin görmezden gelinmesi halinde belediyelerin imar suçu işleme durumunda kalacağını söylemiş...
***
Meselenin komik tarafı...
Ortada yıllardır var olan bir hukuksuzluğu, belediyelerin ancak Sayıştay tespiti ile giderme yoluna gitmesi...
Daha da komiği...
Her fırsatta “Türkiye bir hukuk devletidir” cümlesi ağızlarından düşmeyen AK Partililerin, CHP'li belediyelerden var olan bu hukuksuzluğa göz yumulmasını ve bir yöntem bulunmasını istemeleri olsa gerek...


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

BU ŞEHİR “ADAM” DİBİ BİR ŞEHİR OLACAKSA...

-Adam kullandığı aracı yol üzerinde öyle bir yere koyuyor ki, koca yolun trafiğe kapanıyor olması umurunda bile değil…
***
-Adam kullandığı araçla kaldırımda yürüyen insanların yanından öylesine hızlı geçiyor ki, kaldırım kenarında biriken suyu sıçratarak, insanları tepeden tırnağa ıslatması derdi bile değil.
***
-Adam kullandığı araçla yaya geçidine öyle bir hızla geliyor ki, geçitten karşıya geçmeye çalışan yaya canını zor kurtarıyor. Bir de üstüne üstlük okkalı bir küfür yiyor.
***
-Adam kullandığı aracı AVM otoparkının kapısına yakın olsun diye göz göre göre getirip, engelliler için ayrılan yere bir güzel koyuyor. Uyardığınızda neredeyse “Ne olacak canım. Onlar da biraz yürüyüversin” diyecek.
***
-Adam öküzlüğe öyle alışmış ki, ışık yanar yanmaz önünde araç olmasa dahi varmış gibi kornaya basıyor uzun uzun.
***
-Adam sicim gibi yağmurun yağdığı bir ortamda kavşağa öyle bir geliyor ki, bırakın o yağmurda karşıya geçmeye çalışan çoluk çocuk ve kadınlara yol vermeyi, neredeyse vatan haini ilan edecek.
-Adam kullandığı aracını kaldırım üzerine park edip gidiyor.
***
-Adam bisiklet ve motosikletini yaya yolu üzerindeki en yakın ağaca bağlayıp, yaptığı gayet normalmiş gibi davranıyor.
***
-Adam tramvay yolunu kendine ayrılmış yol gibi kullanıyor.
***
-Adam kullandığı araçla kırmızı ışık nedir bilmiyor.
Ne diyelim?
Biri elimize bir ceza makbuzu verse, bu “Adam” dediklerimize ceza kesmeye 3-4 koçan yetmez!
***
O yüzden...
Bizim yukarıda “Adam” diye tanımladığımız ama “Adamlıktan” olabildiğince uzak insanlar ne zaman bu yaptıklarından utanç duyar hale gelirse, bu şehir işte o zaman “Adam” olur!
Bunun olmasını da daha yıllar boyu bekleyeceğiz zannedersem!

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

MEVZUATA UYGUN ÖLÜMLER...

Görevi gereği orta kademeden bir bürokrat, emrinde çalışanları yerinde görmek, denetlemek üzere bir köy yoluna girer.
Nasıl olduysa ayağı kayar ve kendini bataklıkta bulur. Kurtulmak ister daha da batar ve başlar bağırmaya:
-İmdat! Boğuluyorum. Kurtarın beni!
***
Yoldan geçmekte olan bir köylü bu sese gelir ve başlar olanları izlemeye... Köylünün gelip de kendisini sadece izlemesine bozulan bürokrat, kızgın ses tonuyla:
-Görmüyor musun be adam!?! Bataklığa düştüm. Kurtar beni!!!
Hiç oralı olmayan köylü:
-Görüyorum, geçmiş olsun, der.
***
Kurtarmak bir tarafa, neredeyse dönüp gidesi olan köylünün bu durumunu anlayan bürokrat panikler, başlar yalvarmaya:
- Lütfen! Bir dal uzat. Kurtar beni!
Köylü bağırır:
-Olmaz! Ben ve sen şu anda hazine topraklarındayız. Hazineden bir şey almak, koparmak suçtur! Sen benimle dalga mı geçiyorsun bey!
Ağzına dolan çamurlarla bağırmasını sürdüren bürokrat:
-Ölüyorum. Kurtar beni!
***
Köylü hiç istifini bozmaz:
-Ben öyle Hazine’den mal alıp suçlu duruma düşemem. Ancak köpek ciğer işte!! seni böyle bırakacak da değilim. Gidip muhtara haber vereceğim. O kaymakamı, kaymakam da valiyi arar elbet.. Mal müdürüne talimat verilir. Şayet, hazine arazisi değilse, itfaiyeye talimat gider ve onlar seni kurtarır.
***
-Yahu! Bunlar oluncaya kadar ben ölürüm.
Köylü güler:
-Ben ölmezsin demiyorum ki. Hem ölsen de, mevzuata uygun ölürsün!
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,