“Yalan öyle nüfuz etmişti ki insanların diline"

Abone Ol

‘doğruyu söylemek gerekirse’
diye bir kalıp var.”

İyi bir yalancı: “Doğruyu söylemek gerekirse” diyerek söze başlar.
Yalancı söylediği yalana öncelikle kendisi inanmalıdır.
Öncelikle iyi bir oyuncu olması gerekir.
Her söylediği yalanı, farklı bir karaktere bürünerek oynamalıdır..
Kişi söylediği yalanın ruh haline bürünürse;
karşısındakini inandırmak daha kolay olur.

İnsanların en çok kullandığı yalanlar.

Dünya ahiret bacımsın...
İşim bitsin ben seni ararım...
Bir kez olsun yüzüm gülmedi...
Hayatımda hiç ilaç almadım...
O elinizdeki tek kaldı, başka yok...
Valla bu size çok yakıştı...
Senin annen bir melekti yavrum..
Bir şeyim yok, ben iyiyim.
Bu son kadeh.
Hiç fikrim yok.
Şarjım bitti - Üzgünüm aradığını duymamışım. Trafikte sıkıştım.

Yaptığım gözlemlerden şunu anladım ki; yalan sevmeyen ve doğruları konuşanların etrafında kendileri gibi düşünen bir kaç insanın görürsünüz.
Çünkü bu insanlar yalan yanlış konuşmaktan hoşlanmazlar.
Gözüyle görüp kulağı ile duyduğu şeyleri bile dile getirmeyi sevmezler.
Çünkü bu konular o insanların yaşamı için bir şey ifade etmez.
Onun için onların etrafında ancak adaletli insanlar olur!
Yazımı William Shakespeare‘nin ünlü sözüyle bitiriyorum.
Güven ruh gibidir, terk ettiği bedene asla geri dönmez.
Yalan söylemek zorunda kalmayacağınız günler diliyorum!