Vicdan Fakiri Ülkede Merhamet Dilencisi Olmak

Abone Ol

Geçtiğimiz Salı günü, 4 Ekim Hayvan Hakları Günü kutlandı. Hemen her yıl olduğu gibi, can korumacılara plaketler verildi belediyeler tarafından. DKMP(Doğa Koruma Milli Parklar)Şube Müdürlüğü de Özdilek alış veriş merkezinde stant açtı. Hepsine davetliydim ama gidemedim; hem canlarla ilgili yoğunluğum fazlaydı hem de artık bu tür klişeleşmiş etkinlikler çok da sarmaz oldu beni!
     Önümüz kış, havalar şimdiden soğudu, özellikle de geceleri. Sıcak evlerinde karınları tok, keyifleri yerlerinde insanlarımız acaba dışarıda yaşam mücadelesi veren canları hiç akıllarına getirir mi diye düşünüyorum açıkçası. Onlar için korunaklı alanlar oluşturmayı, vücut ısıları düşmesin diye beslenmelerine destek çıkmayı akıl ederler mi acaba? Edenler var elbette. Ama çoğunluk vicdan fakiri. Açıkçası bu böyle. Varsa yoksa kendileri, kendi sorunları.
Kışlık erzaklarını düzerler, giysilerini yenilerler, araçlarını bakıma verirler. Şimdiden kaloriferlerini yakanları bile duyuyorum
     Yapsınlar elbette, haklarıdır ama biraz empati yapıp, eve girildiğinde kapının önünde unutulanları az da olsa düşünüverseler, bu kadar zor olmamalı. Basit önlemlerle, ufak katkı ve dokunuşlarla çok canın hayatta kalmasını sağlayabiliriz aslında.
     Keşke doğmasaydınız dediklerimiz; minicik bedenler, soğuk, susuzluk, açlık, bakımsızlık, çaresizliğin pençesinde. Evet, keşke doğmasalar. 5199 sayılı yasa yürürlüğe girdiği günden bu yana adam gibi uygulanabilseydi, ne o yavrular o acıları çeker ne de bizler vicdan azabından, çaresizlikten kıvrım kıvrım kıvranmazdık.
     Kırsal çok daha kötü. Kısırlaştırma tek çözüm, popülasyonun azaltılması tek insancıl çare. Mademki bu canların büyük çoğunluğu istenmiyor o halde doğmamaları için görevli tüm kurumların, bihakkın o görevlerinin gereğini yerine getirmeleri gerekir.
      Ne derler, gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Bizim, istemleri dışı doğmaktan başka suçları, günahları olmayan canlarımız için geçerli olmasın bu söz, onların varlıklarını unutmayalım. Bir lokma kuru ekmeğe bile muhtaç durumdaki o masumları göz ardı etmeyelim. Ara sıra da olsa kırsal bölgelerde besleme turları yapalım, köylerde, mezralarda hayvan sempatizanlarını bulup onlarla koordineli çalışmalar yürütelim, onlar bizlere ulaşamıyorsa biz onlara ulaşmaya çalışalım.
     Lafın özü; vicdansızlar ülkesinde merhamet dilenciliğine devam. Ama başka da çaremiz yok işte.  
Ece Bilgin
9/10/2022