Bazı yasa ve yönetmelikler kesin hükümler içerir…
Yoruma açık değildir…
O yüzden uyulması zorunludur.
***
Fakat bazı yasa ve yönetmelikler vardır ki, içinde kesin hüküm barındırmaz.
Bu yasa ve yönetmelikleri kaleme alanlar, zaman, mekan, şartlar gibi değişme ihtimali gösterebilecek etkenleri göz önüne alıp, kesin hükme bağlamak yerine, yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasını, uygulayıcıların yorumuna açık bırakmışlardır.
***
İşte; bu yoruma açık yasa ve yönetmelikler bu ülkede hiçbir zaman vatandaşın lehine işlemez!
Yasa ve yönetmeliklerin uygulayıcıları olan devlet görevlileri, yoruma açık yasa ve yönetmelikleri uygularken kanaatini hayatta vatandaştan yana kullanmaz!
-“Aman! Başıma iş almayayım!” der. “Durup dururken soruşturma ile uğraşmayayım” der, “Ben niye riske giriyorum. Varsın o uğraşsın” der, vatandaşı oracıkta mağdur eder.
***
Bu yüzden vatandaşın olabilecek işi asla olmaz!
Yoruma açık yasa ve yönetmelikler çerçevesinde, zamanında bir vatandaşa “olur” verilen bir iznin aynısı başka bir uygulamacı tarafından başka bir vatandaşa “olmaz” denilerek verilmez.
Devlet ceberut değildir. Olamaz!
Ancak; yoruma açık yasa ve yönetmelikleri vatandaş lehine kullanmayan, kendini düşünüp riske girmemek için kanaatini sürekli devletten yana kullanan uygulayıcılar yüzünden devlet çoğu zaman ceberut bir görüntü sergiler ve bu da vatandaşının mağdur olması demektir!
Kısacası…
Vatandaşın işinin görülmesi, devlet adına uygulayıcı olan yöneticilerinin umurunda bile değildir.
Onlar için önemli olan, “yeter ki devletin işi bir şekilde yürüsün” den ibarettir!
*******
BİR YIL GEÇTİ. HATIRLATALIM İSTEDİK!
Geçtiğimiz yıl, yani 2021 yılının Ekim ayında Eskişehir’e gelmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Yapımı tamamlanan hizmetlerin toplu açılışını yapmış, yeni yatırımların toplu temel atma törenine katılmış.
Eskişehirlilere hitaben bir de konuşma yapmış.
Konuşması sırasında özellikle Eskişehirlilere müjde verdiğini söyleyerek “ İnşası süren Eskişehir-Alpu-Mihalıççık yolunu 2 yıla, Eskişehir-Sarıcakaya yolunu ise 3 yıla kadar tamamlıyoruz.” Demiş.
***
Erdoğan’ın kürsüden verdiği bu sözün üzerinden tam bir yıl geçmiş…
O halde; Eskişehir-Alpu-Mihalıççık yolu için bir yıl, Eskişehir-Sarıcakaya yolu için de 2 yıl süre kalmış…
Hani biz hatırlatalım da, sonra Cumhurbaşkanının verdiği sözü yerine getirmekle görevli olanlar, bu sözü zamanında yerine getiremedikleri için, sözü verenden fırça yemesin!
Zira…
Günler çabucak geçiyor!
Bizden söylemesi!
*******
3,5 YIL HİZMET ETTTİ…
Eskişehir; rahmetli Selami Vardar’ın belediye başkanlığı görevinin son döneminde Büyükşehir statüsüne kavuştu.
Ancak…
Aydın Arat Eskişehir’in seçilmiş ilk büyükşehir belediye başkanı oldu.
Görev süresi 5 yıldı ama ömrü ancak 3,5 yıl hizmet edebilmesine yetti.
Amacı: Ankara’da siyaset yapmaktı.
Yani Milletvekili olmayı istiyordu.
Görev süresi biter bitmez de bu amacını gerçekleştireceğini söylüyordu.
Yukarıda da söylediğimiz gibi ömrü ne belediye başkanlığı dönemini tamamlamasına, ne de amacını gerçekleştirmesine yetmedi.
Tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
Bugün ölüm yıldönümü Aydın Arat’ın…
Hatırlamak, anmak istedik…
*********
DEVLET HER İKİ TARAFI DA MEMNUN ETME YOLUNU BULMALI…
Asgari ücretin yılbaşında artacağı, 5.500 lira olan ücretin en az 8-9 bin lira olacağından bahsediliyor.
Eleman istihdam eden ne kadar kişi ile konuştuysam hemen hepsi bu konuda endişeli.
Endişeleri asgari ücretin 8-9 bin liraya yükselecek olmasından değil…
Asgari ücretle birlikte artacak olan tazminat yükü korkutuyor.
-“Asgari ücret 15-16 bin lira da olsa hiç önemi yok. Seve seve veririz. Ama asgari ücretin her artışı tazminat yükünü kaldırılmaz hale getiriyor. Hele ticaretin çok büyük bir sıkıntı yaşadığı şu kriz ortamında bu yük daha da dayanılmaz hal alıyor. Keşke devlet tazminat yükünün karşılanmasında yardımcı olsa da asgari ücret 15-16 bin lira olsa. Seve seve veririz.” Diyor her biri…
Sonuç olarak.
Asgari ücretin bu enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında düşük olması çalışanları mağdur ediyor.
Her asgari ücret artışıyla birlikte tazminat oranının artıyor olması çalıştıranları kara kara düşündürüyor.
Her iki tarafı memnun edecek yöntemi bulmak da devlete düşüyor ama ortada bugüne kadar yapılan pek bir şey de yok sanki…