Çifteler’den Sakaryabaşı’ndan Eskişehir’e kullanma suyu getirilmesi projesiyle ilgili olarak:
-ESKİ ve Büyükşehir, işi savsakladığını düşündükleri DSİ’yi suçluyor.
-DSİ ve Çevre Bakanlığı ise havuzları boşaltarak çalışma yapan Çifteler Belediyesini suçluyor.
-AK Partililer, yıllardır bu konuda hiçbir çalışma yapmayan Büyükşehir ve ESKİ’yi eleştiriyor.
-CHP’liler, projenin kasıtlı olarak gerçekleştirilmediğini öne sürerek, AK Parti iktidarını suçluyor.
-MHP, Çifteler’den Eskişehir’e suyun getirilmesi projesine temelden karşı çıkıp, “O su o bölge için kullanılmalı” diyor.
-ESKİ ve Büyükşehir Belediyesi, “DSİ başladığı projeyi neden tamamlayıp hayata geçirmemekte direniyor?” diye soruyor.
-DSİ ise suyun yönetimi kendisinde olmasına rağmen Çifteler Belediyesinin yaptığı çalışma ile suyu hoyratça kullandığından yakınıyor.
-CHP İl Başkanı Talat Yalaz, “Sakaryabaşı kuruyor, DSİ seyrediyor” diyor.
-AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak, “Sakaryabaşı kurutuldu. Suyun debisi düştü. O debiyle su nasıl gelecek?” diyor.
***
Velhasıl…
CHP’li belediyeler ile AK Partililerin Eskişehir’de belki de ilk kez hemfikir oldukları konu olan “Sakaryabaşı’ndan Eskişehir’e su getirilmesi” projesinde görüldüğü üzere, herkes birbirini suçluyor ve topu birbirine atıyor.
İlginç olan ise, karşısındakine her suçlamayı yöneltenin sonunda “Bu mesele partiler üstüdür” demesi olsa gerek…
***
Ne diyelim?
2024 yılı hesaplamalarına göre 14 milyar liraya mal olacak, toplam 72 kilometrelik ishale hattının döşenerek tamamlanması ve projenin hayata geçirilmesi, bu denli tartışmalar kadar uzun sürmezdi…
Nedense Kimsenin Umurunda Olmadı…
Eskişehir’in yerli unsurları: Türkmenler, Manavlar, Yörükler…
***
Bu yerli unsurların yanı sıra, Balkanlar üzerinden gelip farklı dönemlerde şehre yerleşmiş Pomaklar, Boşnaklar, Balkan Muhacirleri, Arnavutlar ve Yugoslavya, Bulgaristan ile Yunanistan’dan gelen ve süreç içinde yerli unsur hâline gelmiş gruplar da bulunuyor.
***
Buna keza, Kafkaslar üzerinden gelen Türk kökenli Karaçaylar ve Tatarlar da süreç içinde şehrin yerli unsurları hâline gelmiş durumda.
***
Yani…
Bileşenlerine ayrılmış farklı maddelerin bir araya getirilerek birleştirilmesi işlemini biz “kompozit” olarak isimlendiriyoruz ya…
İşte Eskişehir’de aslında kompozit bir kültür yapısı var.
***
Kompozit bir kültür yapısına sahip olmak, aslında bir şehir için büyük bir nimet…
Tabi değerlendirilebildiği müddetçe…
Eskişehir ne yazık ki, kültür çeşitliliğinin harmanlandığı bu konumu hiçbir zaman tam anlamıyla değerlendiremedi.
***
Yerli unsurlar kendi çapında bir şeyler yapsa da, sonradan gelen ve yerli unsur hâline gelen bu kültürlerin tümünü kapsayacak; kültür şölenleri, kültürlerin bilim ve tarihleriyle ilgili büyük organizasyonlar düzenlenmesine ne yazık ki hiç mi hiç kafa yorulmadı.
***
Yerli unsurlar kendi çabalarıyla bir şeyler yapsa da, hepsinin içinde olacağı ve birleştirici olarak “Eskişehir” isminin öne çıkacağı geniş çaplı ve geleneksel bir organizasyon nedense kimsenin umurunda olmadı.
Her Biri Anında Tutuklanmalı…
-Ambulanslara ısrarla yol vermeyenler…
***
-Trafikte makas atarak insanların yaşamını tehlikeye atanlar…
***
-Başta doktorlar ve öğretmenler olmak üzere kamu görevlilerine saldırıda bulunanlar…
***
-Sokakta herkese zorbalık yapanlar…
***
-Çocuklara ve kadınlara tacizde bulunanlar…
***
-Rüşvet alıp rüşvet verenler…
***
-Makam ve gücünü kullanarak sağı solu tehdit edenler…
***
-Alkollü veya hatalı kullandıkları araçlarla ölümlü kazalara neden olanlar…
***
-Telefon ve benzeri yöntemlerle dolandırıcılık yapanlar…
***
-Aracından inerek sinirlendikleri sürücülerin araçlarını yumruklayanlar…
***
-Mafya ve çete oluşturarak korku salmaya çalışanlar…
***
-Sokak ortasında eşine şiddet uygulayanlar…
***
-Düğünlerde ve sokak ortasında silah atanlar…
***
Haber bültenleri, bunları yapanlardan geçilmiyor. Bu saydıklarımızı yapanların sonu bir türlü gelmiyor.
***
Buna benzer saçma sapan hareketlerin önünü açanlar, yakalanır yakalanmaz kesinlikle tutuklanmalı ve ağır cezalarla yargılanarak hapis cezasına çarptırılmalı. Aksi halde, yukarıda saydığımız olayların sonu gelmeyecek!
***
Bu tür suçları işleyenler, karakolun ve savcılığın kapısından “denetimli serbestlik” ile uğurlandığı sürece, aynı suçları işlemekten bir nebze olsun vazgeçmeyeceklerdir.