90’lı yıllardı, Şair Fuzuli Caddesi’nde özel bir hastane vardı…
…………….
Üzerinde beyaz önlük ve stetoskop bulunan bir genç hastaneye gelmiş, yeni kulak burun boğaz doktoru olduğunu söylemişti…
………………..
Odasına geçtiğinde bir döviz bürosuna telefon etmiş, “Arabamı sattım, elimde 80 bin lira para var. Döviz almak istiyorum” demişti…
……………..
Daha sonra çok hastası olduğu için parayı hastaneye getirmelerini istemişti…
…………….
Dövizi getiren kişiyi ağırlamış, çay ikramında bulunmuş, sonra dövizi alıp…
………………
Kendi parasını getirmek için yan odaya geçmişti…
…………….
Tabii gidiş o gidişti…
………….
Yine 90’lı yıllardı, o zamanlar Euro yerine Mark vardı…
…………….
Kızı, babasına Almanya’dan ev alması için 70 bin mark yollamıştı…
…………….
Adam parayı Köprübaşı’ndaki İş Bankası Şubesi’nden almıştı…
…………….
Kapıdan tam çıkacakken, kravatlı, elinde kalem olan bir genç, yaşlı adama “Amca, hesapta yanlışlık var. Senin paranı tekrar saymamız lazım” diyerek elindeki parayı almış…
……….
Sonra, “Bu arada 1 liralık pul gerekiyor. Sen de şimdi bozukluk yoktur. Al bu 1 lirayı, karşıdan pul al gel” diyerek adamı göndermişti…
…………….
Adam pulu alıp geldiğinde, iş işten geçmişti…
…………
O yıllarda muhabirlik yapıyorduk, bu olaylara bizzat şahit olmuştuk…
………..
Önceki gün de İstanbul’da bu iki dolandırıcılığa benzer bir olay yaşanmış…
……………….
Adamın biri 40 bin dolar (1 milyon 680 bin lira) değerindeki saatini satmak istemiş…
……………….
Bir kişi alıcı olduğunu söyleyip onu ofisine davet etmiş. Adam geldiğinde birine telefon edip 40 bin dolar getirmesini söylemiş…
……………….
Saati de ofisindeki bir dolaba koymuş…
…………
Sonra tuvalete gideceğini söyleyip ofisten çıkmış…
………..
Ofisin dışarıdaki duvarında bulunan delikten dolaptaki saati alarak kaçmış…
……….
Ancak güvenlik kameralarını takip eden polis, adamı evinde enselemiş…
…………….
Saat de sahibine teslim edilmiş…
………..
Aradan yıllar geçmiş ancak…
…………….
Usta dolandırıcılar da yöntem pek değişmemiş!
KALDIRIMDA KABLOLAR
Fotoğrafı bir okurumuz WhatsApp hattımıza gönderdi…
………………
Yer, Uluönder Mahallesi Fahrettin Altay Caddesi…
…………..
Bu büyük kablolar, iki aydır kaldırımda duruyormuş…
……………
Borular kaldırımı işgal ederken, parka geçişi engelliyormuş…
NOSTALJİ
1900’lü yılların başları, Yediler Parkı ve Alaattin Camii…
TEMEL’İN KÖŞESİ
KAYNANA
Temel bir gün kahveye girmiş. Üstü başı hırpalanmış. "Ne oldu Temel?" diye sormuşlar. Temel:
- Kaynanamı gömdük. Kahvedekiler:
- İyi de bu halin ne?
- Biraz direndi de…