Bir kafase üç maymun koymuşlar. Kafesin üstüne muz asmışlar. Maymunlar muzu almak için hamle yaptığında tanzikli su sıkmışlar. Suyun tanzikinden hem canı yanan hem de ıslanan maymunlar bir daha muzu almaya çalışmamışlar...
.........
Sonra üç maymundan birini çıkarıp, kuru maymun koymuşlar. O maymun da hemen muzu almaya çalışmış. Ancak iki ıslak maymun, kuru maymuna saldırmış. Kuru maymuna 'Senin yüzünden bizde ıslanacağız, otur oturduğun yere' deyip, bir güzel dayak atmışlar...
................
Sonra bir ıslak muymunu daha çıkarıp, kuru bir maymun daha koymuşlar. Bu maymunda muzu almak isteyince, bu sefer biri ıslak, diğeri kuru iki maymundan dayak yemiş. O da muza erişememiş...
........
Son kez son ıslak maymunu çıkarıp, onun yerine de kuru maymun koymuşlar. Bu maymun da muzu almak isteyince, iki kuru maymunun saldırısına uğramış. Bu üç maymun hiç ıslanmadıkları halde, muzu alamamışlar. Hatta tavandaki muza bakmamak için kafalarını öne eğmişler, 'Uslu uslu' oturmayı öğrenmişler...
...........
Bu 'Üç Maymun' deneyini geçtiğimiz günlerde Yılmaz Özdil yazdı. Yazısını 'Aman lütfen rica ederim, okurken fıstık atmazsanız sevinirim' diye bağladı... Yani iğneyi hem kendine hem de bizlere batırdı...
.........
Dün Türkiye'nin amiral gazetesi Hürriyet'i görünce bu yazı aklımıza geldi. Hürriyet 'Topkakı Sarayı'nı manşet yapmış. Türkiye'nin başka sorunu yokmuş gibi, Topkapı Sarayı'nın duvarlarının çatladığını yazmış...
..........
Ne diyelim, Hürriyet'te haklı! Basının maymuna çevrildiği bir ortamda, Aksaray'ı yazacak halleri yok ya...