TÜRK TİPİ

Abone Ol

Bizim gençliğimizde "Türk tipi" dendiğinde Avrupalı, özellikle de İskandinav ülkelerindeki sarışın kızlarının hoşlandığı sanılan esmer, uzun boylu, yağız Türk delikanlıları anlaşılırdı. Hatta o zamanlar içimizdeki bazı bıçkın gençlerden birkaçının bu laflara kanarak oralara göçüp ava çıkmışlığı dahi vardır. Ama günümüzde "Türk tipi" kavramının içi boşaltıldı(!), artık demokrasi uygulamalarının çeşitliliği anlamında kullanılıyor. Örneğin; "Türk tipi Başkanlık" yada "Türk tipi Kadın Hakları" gibi... Batı'da uygulanan Başkanlık sistemi "Kuvvetler Ayrılığı" gibi çağdaş demokratik mekanizmalar karşısında denetime mi uğruyor, bize uymaz. "Türk tipi Başkanlık" sistemi uygularsınız, "Kuvvetler Birliğini" oluşturur, denetimden uzaklaşır, yasamayı da, yürütmeyi de, yargıyı da kendinize bağlarsınız, kısaca tek adam, tek düşünce olursunuz. Avrupa'da kadınlar fazlasıyla mı özgür, kendi bedenleri hakkında söz mü sahibiler, kocalarından veya sevgililerinden dayak yemeği mi reddediyorlar, hatta vapurlardan mini etekleriyle mi iniyorlar? "Türk tipi Kadın Haklarını" getirdiniz mi, kırar dizini oturur evinde, yemeğini yapar, çocuğuna bakar...

Türkiye'deki sağ politikalar özünde ırkçı milliyetçiliğe ve siyasal dinciliğe dayandığı için kaçınılmaz olarak bir açmaz içine düşüyor. Kendini geliştirememenin getirdiği şaşkınlık ve çırpınış, uygarlık dünyasında girilen çıkmaz sokaktaki açılmayan kapıları zorlamak gibidir. Evrensel değerler kendi kalıpsal yargılarıyla örtüşmeyeceği için ne yazık ki böylesi sakat düşünce doğumlarına neden oluyor. Oysa ki Türk tipine çevrilmek istenen tüm değerler insanlığın bedel ödeyerek elde ettiği köklü onur sayfalarıdır. Türkiye sağı bu değerleri özümseyememenin ilkelliğini yaşıyor ve maalesef faşizmin kucağına düşüyor. Faşizmin dış politikası da savaştır...