Seçimden sonra çıkıp “Tutulamayacak vaatlere inanmasaydın kardeşim! ”derler mi acaba?

Abone Ol

90'ların başında Türk-İş'in bir kongresinde Süleyman Demirel kürsüye davet edilir. 
Kürsüye yanaşamadan salonda bulunan işçiler Demirel'i protesto etmeye başlar.
Çünkü:
Meydanlarda herkes kendisine "baba, baba" diye tezahürat etmiş, o da elini kürsülerden uzatarak kitlelere 'benim işçim, benim köylüm, benim memurum' diye bütün sorunlara sahip çıkmış, bu arada da işçi kesimlere pek çok önemli vaatte bulunmuştur.
***
Demirel kongrede kürsüye çıkınca salonda bulunan işçiler "seçimden önce şu sözü vermiştin, bunu vadetmiştin, niye yapmadın" diye bağırırlar.
Demirel bir türlü konuşamaz, kesintisiz protestolarla lafı kesilir
İnsicamı iyice bozulur ve konuşmasını değiştirir.
***
“Tamam” der önce, “ben seçimden önce bazı sözler verdim. Benim kabahatim, yapamadıklarım var.”
“Fakat” der ardından, “sizin hiç mi kabahatiniz yok!”
Herkes şaşırır...
Salonda bir sükûnet
İki elini uzatır Demirel ve devam eder: 'bu vaatlerin yapılacak şeyler olmadığını seçimden önce neden söylemediniz?'.
Salonda müthiş bir kahkaha ve gevşeme.
***
Ülke yeni bir seçime gidiyor ve partilerin de adayların da vaatleri adeta havalarda uçuşuyor.
20 yılı aşkın ülkeyi yöneten iktidar partisi dahil birbiri ardına vaatler sıralıyor!
Yaklaşık 20 gün sonra seçim yapılacak.
İktidara kim gelirse bugüne kadar sözünü verdiği vaatlerle birlikte gelecek.
***
Muhtemelen de bu vaatlerin çoğu yine yerine getiril(e)meyecek!
Şimdiden söyleyelim; bugün verilen vaatler yarın tutulmadığında kabahatli yine seçmenin ta kendisi olacak!
Zira…
Hesap sormaya kalkıldığında tıpkı Demirel örneğinde olduğu gibi birileri çıkıp “Yerine getirilmesi mümkün olmayan vaatlere inanmasaydın be kardeşim!” diyebilecek!
Sanki o kadar vaadi tutamayacağını bile bile verenler kendileri değilmiş gibi kabahatli yine seçmen  olacak!


HERKES AK PARTİ LİSTESİNE NEDEN BİR DEĞİL DE İKİ BAKANIN GELDİĞİNİ SORUYOR YA…


Emine Nur Günay 2015 yılı 7 Haziran seçimlerinde Nabi Avcı ve Salih Koca’nın ardından üçüncü sıradaydı.
AKP Eskişehir’de 2 milletvekili çıkartınca seçilemedi.
***
Beş ay sonra yeniden seçim yapıldı. 
AKP Eskişehir listesinin ikinci sırasında bulunan Salih Koca’yı çıkarttı, yerine Harun Karacan’ı koydu.
Günay bu defa üçüncü sıradan, Nabi Avcı ve Harun Karacan’ın ardından milletvekili seçildi.
***
AKP 2015 yılı 1 Kasım seçimleri sonrası Eskişehir’de, Nabi Avcı ve Harun Karacan ile hem parti hem de Eskişehir adına önemli bir fırsat yakaladı.
Nabi Avcı, entelektüel düzeyi yüksek, Erdoğan’a son derece yakın, parti üst kademesinde saygın yere sahip olan bir isimdi.
Harun Karacan ise şehirde karşılığı olan son derece hareketli, partiye dinamizm kazandıracak bir yapısı vardı.
İki isim adeta birbirinin eksiğini kapatacak özellikleri taşıyordu…
Kısacası…
Biri aklınıza gelecek her konuyu  size aralıksız üç saat hem de tüm detaylarıyla anlatabilme, diğeri ise o üç saatte üç ayrı ilçeyi gezebilme kabiliyetine sahipti.
***
Oluşan tabloda Harun Karacan’ın şehirde göstereceği performans, Nabi Avcı’nın Ankara’da sergileyeceği iş bitiricilik birleştiğinde, ortaya Eskişehir’e fayda sağlayabilecek bir organizasyon çıkartabilecekti.
***
Ama gelin görün ki böylesine bir fırsat değerlendirilemedi.
Zira…
Üçüncü sıradan seçilen Emine Nur Günay ilk olarak önce Harun Karacan ile ters düştü, hatta kavgaya tutuştu.
Ardından…
Nabi Avcı ile Harun Karacan’ın anlaşmazlık yaşamasında adeta arabozucu oldu ve bu iki ismin birbirinden kopmasına, hatta hasım olmalarına yol açtı.
***
Böylece Eskişehir; birbirinin eksiğini tamamlayacak iki ismin sağlayacağı avantajı da kaybetti.
Günay bir anlamda ortaya çıkabilecek güzel bir ahengi sonlandırmış oldu.
***
Böylesine bir ortamda, milletvekilleri arasında bozulan bu ahengin yeniden oluşmasını sağlama görevi il başkanı Zihni Çalışkan’a düşüyordu.
Taraflar arasında yapıcı ve birleştirici bir köprü oluşturması halinde o ahenk yeniden hayata geçirilebilirdi.
Fakat Zihni Çalışkan köprü olma yerine taraf olmayı seçti.
Siyasetteki hedef beklentisi o yönde ağır basmış olmalı ki kendisi Nabi Avcı ve Emine Nur Günay ikilisiyle hareket etmeyi seçti.
***
Fakat bu da uzun sürmedi.
Zira bir süre sonra Zihni Çalışkan da tarafını seçtiği Emine Nur Günay ile arayı bozup, köprüleri attı.
Gelinen noktada Zihni Çalışkan’ın siyasi gelecek hesabıyla taraf olması pek işe yaramadı.
Çünkü:  hem aday adayı olduğu partisinin milletvekili listesinde yer dahi bulamadı hem de il başkanlığından oldu.
***
AK partide şimdi herkes, Eskişehir listesinin tepesine, Eskişehir dışından gelen bir değil de niçin  iki bakan konulduğunu soruyor?
Bu sorunun cevabını vermesi gerekenlerin başında kimlerin olması geldiğini de varın siz karar verin artık!