Önder Sav'a sorduk CHP'nin yaşadığı süreci... Cevabı: " Ülkenin birinci partisini siyaset dışı bırakmaya kimsenin gücü

Abone Ol

CHP'nin Eskişehir'deki en tecrübeli ismi olan önceki dönem il başkanlarından İsmet Süder ile konuşuyoruz.
Konu tahmin edeceğiniz üzere CHP ekseninde yaşanan olaylar...

Sohbet sırasında bir ara ağzımızdan “Parti bir cendere içine sokulmuş vaziyette gözüküyor. Yapılan açıklamaları takip ediyorum, genellikle CHP'nin tecrübeli isimlerinden sürekli mevcut durumun hukuksuzluğu ve olumsuzluğuna ilişkin değerlendirmeler geliyor. Bir yol haritası öneren, bir yol gösterme gayreti içinde olan hatta bir cesaret ve umut veren açıklamaları ne yazıktır ki pek duymuyoruz” diyoruz...
***
Ardından, aralarındaki yakın ilişki ve dostluğu bildiğimiz için İsmet Süder'e “CHP'nin karşı hamle olarak yaptığı İstanbul il binasının taşınma fikrinin, önceki dönem parti genel sekreteri Önder Sav'dan çıktığı konuşuluyor. Bu hamlenin fikir babasının o olduğu ve bunu Özgür Özel'e bildirdiği, bunun üzerine CHP'nin İstanbul İl binasının yerini değiştirdiği ifade ediliyor. Bu doğru mu?” diye soruyoruz...
***
İsmet Süder, tıpkı il başkanlığı görevinde de sergilediği “Çözüme doğrudan ulaşma” alışkanlığı ile olsa gerek, sözümüzü kesip “Bana niye soruyorsun ki? Arayalım Önder Sav'a kendin sor” dedi...
***
Biz “Olur mu-olmaz mı?, müsait mi değil mi?” diye sorgularken, o çoktan Önder Sav'ı aramış ve ön görüşmeyi yapıp, “Aramanı bekliyor” demişti bile...
Hemen telefona sarılıp aradık kendisini...
İkinci çalışta açtı telefonu...
Olup biteni nasıl değerlendirdiğini sorduk önce.
Ardından, bundan sonra neler olabileceğini.
Son olarak da CHP'nin bu sürecin sonunda geleceği onum hakkında ne düşündüğünü sorduk...
***
İstanbul il binasının taşınma fikrinin kendisinden çıkıp çıkmadığı konusu üzerinde pek durmak istemedi.
Fakat...
CHP'nin yaşadığı süreç ile ilgili tespit ve öngörülerini bir bir sıraladı...
***
Önder Sav, CHP'nin 10 yıl boyunca genel sekreterliğini yapmış, partinin ikinci ismi olan, 5 dönem vekilliğinin yanı sıra, Çalışma bakanlığı ve Türkiye Barolar Birliği başkanlığında bulunmuş, siyasetin ve CHP'nin tanınan önemli isimlerinden...
***
İşte, bu önemli ismin, CHP'nin karşı karşıya kaldığı bugünkü süreç ve bu sürecin sonunda CHP'nin nasıl bir konuma geleceğiyle ilgili tespit, öngörü ve tahminleri:

***
-Ortada il kongresinin iptali ve kongrede seçilen başkan ve yönetiminin görevden uzaklaştırılarak, yerine Çağrı Kurulu görevlendirilmesi gibi münasebetsiz bir karar var.

-Bir de 15 Eylül tarihinde görülecek olan 38. Olağan Kurultayının iptaline ilişkin açılan bir dava görülecek.

-Bu arada YSK'nın almış olduğu iki ayrı karar var. Biri, İstanbul'daki 14 ilçe kongresinin kaldığı yerden devam etmesine yani ilçe kongrelerinin yapılmasına, diğeri ise, İstanbul il yönetimine geçici heyet atanması itirazının reddine verilmiş kararlar.

-Öte yandan CHP'nin almış olduğu ve 21 Eylül tarihinde yapılacağı açıklanan bir Olağanüstü Kurultay kararı bulunuyor.

-Burada kritik tarih, 15 Eylül tarihinde yapılacak olan kurultay iptali davası. Bu davadan da İstanbul kararı yönünde bir karar yani, butlan kararı çıkar, 38. kurultay iptal edilirse, çağrı heyetinin başında olan Gürsel Tekin 21 Eylül'deki Olağanüstü Kurultayı yaptırır mı? Yaptırmaz mı?
İşte önümüzde böyle bir sıkıntı var ve bunu hep birlikte göreceğiz.

Fakat, 15 Eylül davasında butlan kararı çıkması halinde, çağrı heyetinin 21. Olağanüstü Kurultayı kurdurmama niyetinde olacağı yüksek ihtimal.

-Hukukun üstünlüğü konusunda bir sorun, yargı bağımsızlığı konusunda bir sıkıntı, yargıçların olması gereken kararları verememe konusunda bir çekincesi var. Bu da CHP'nin bugün yaşadıklarında elbette önemli.

-Ancak, Cumhuriyet Halk Partisi, ülkenin kurucu niteliği taşıyan asırlık partisi. Bugüne gelinceye kadar görmüş olduğu pek çok badireleri yaşamış, hepsini de atlatmayı başarmış bir partidir. O yüzden kimsenin bu yaşananlar nedeniyle moral bozukluğu yaşamasına, umudunu yitirmesine ve karamsarlığa kapılmasına mahal yok. Kimse enseyi karartmasın.

-CHP, bugün için karşı karşıya kaldığı bu badireyi de, tıpkı önceki yaşadığı badireler gibi, her türlü hukuki ve siyasi mücadeleyi her ortamda sağlayarak, başarıyla atlatacaktır.

-Son seçimlerde birinci olmuş Türkiye'nin birinci partisini siyaset dışı bırakmaya öyle kimsenin gücü yetmez. Taşlar yerine mutlaka oturacaktır...

-Benim siyasette çok sık kullandığım ve bana mal olmuş bir sözüm var: “Her zehrin bir panzehiri mutlaka vardır” Bu söz CHP'nin bugün yaşadıkları için de geçerli bir söz. CHP bugün karşı karşıya bırakıldığı durumdan ve yaşadığı bu badireden çıkmak için bir yol varsa, o yolu mutlaka bulur, yoksa o yolu açmasını bilir.

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


“UMARIZ SİYASETE KURBAN GİTMEZ...”DEMİŞTİK AMA...

-Eskişehir, çeşmelerden akan kullanma suyunu Porsuk barajından alıyor.
-Porsuk barajının suyu Kütahya’dan başlamak üzere Eskişehir’e gelinceye kadar müthiş bir kirlenmeyle karşı karşıya.
-Suda Nitrit, Nitrat ve Amonyak gibi insan sağlığına son derece tehlikeli kimyasal maddeler var.
-Suyun bu kimyasallardan temizlenmesi için başka bir kimyasal işleme tabi tutulması lazım ki, bu hem çok pahalı bir yöntem hem de tamamen sağlıklı bir suyu ortaya çıkartmıyor.
***
-Eskişehir’in merkez nüfusu 950 bin civarında. yaklaşık120 bin metreküp suya ihtiyacı var.
-2030 yılında nüfus 1 milyon 200 bin olacak ve 150 bin metreküp suya ihtiyaç olacak.
-Bu yüzden yeni su kaynağına ihtiyaç var.
***
-İşte bu yüzden Eskişehir Porsuk suyundan biran önce vazgeçmeli.
-Bu konuda çaresiz değiliz.
Alternatif su kaynaklarımız mevcut…
-Çifteler ilçesinde, saniyede 1,5 metreküp, 24 saatte 130 bin metreküp fışkıran su var. Bu su doğal eğimle Eskişehir’e gelebilir. Seyitgazi’de yer altı sularının yüzde 15’i ancak kullanılabiliyor. Suyun geri kalanı yine doğal eğim ile Eskişehir’e rahatlıkla gelir. Böylece şehir de Porsuğun kimyasallı suyuna mecbur kalmamış olur.
***
-Bu konuda DSİ'nin bir çalışması olduğu ve proje çalışmasının son aşamaya geldiği biliniyor.
-Umarız bu proje biran önce hayata geçirilir, siyasete kurban gitmez.

Yazıyı, Çifteler'den Eskişehir'e suyun getirilme projesini ilk duyduğumuzda sevinmiş ve kaleme almıştık.
Yazının sonunda da bu projenin siyasete kurban edilmemesi temennisinde bulunmuştuk.
Görünen o ki, her ne kadar “Bu siyaset üstü mesele” denilse de proje siyasete kurban gidecek gibi...

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,