Ömür biter... İşler ve projeler bitmez!

Abone Ol

Celalettin Kesikbaş, Nadir Küpeli ile yarıştığı seçimde Sanayi Oda Başkanlığına seçildi.
Seçim öncesi düzenlediği lansmanda, iki dönem için bu görevi üstlenmek istediğini açık açık dile getirdi.
İkinci döneminde rakip çıkmadı.
Geçtiğimiz günlerde üçüncü dönem için aday olduğunu açıklamış.
“Projeler tamamlanmadı, devam ediyor. Henüz işlerimiz bitmedi” demiş.
***
Metin Güler 2013 yılından bu yana Ticaret Odası Başkanlığı görevini sürdürüyor.
Üçüncü dönemi için pek hevesli görünmüyordu.
Çevresine aday olmayı düşünmediğini söylediği konuşuluyordu.
Geçtiğimiz günlerde üçüncü dönem için aday olduğunu açıklamış.
“Hedef koyabildiğim sürece adayım. Hedeflerim var ve aday olacağım” demiş.
***
Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli ve Eskişehir Ticaret Borsa Başkanı Ömer Zeydan da yeniden aday olacaklarını açıklayarak “Henüz işimiz bitmedi. Daha yapacaklarımız var” diyerek bir dönem daha başkanlık yapmak niyetinde oldukların ifade ettiler.
***
Sonuç olarak...
Her dört başkan da aynı görevlerine üçüncü kez aday olacaklar...
Muhtemelen her dört başkana da rakip çıkmayacak ve tek aday olarak aynı görevlerine yeniden seçilecekler...
Anlaşılan o ki:
Bitmeyen işler ve projeler ile koyulan hedefler oldukça, daha ne adaylıklar ne dönemler geçecek...

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

ŞEHİR O'NU HAK ETTİĞİ ŞEKİLDE BİR TÜRLÜ SAHİPLENEMİYOR...

Yunus Emre önemli bir isim.
Anlaşılabilir Türkçeyi yüzyıllar öncesinde en iyi kullanabilen bir Halk ozanı.
Yaşamı ve düşünceleri ve felsefesiyle çoğu insanı büyüleyen bir kişilik.

***
Bu topraklarda yaşadığı biliniyor Yunus Emre'nin.
Yıldan yıla birbirinin aynısı cılız etkinlikler gerçekleştiriliyor.

-Eskişehir'de Yunus Emre ile ilgili neden büyük organizasyonlar yapılmaz?

-Yunus Emre'nin, şehrin en merkezi yerinde devasa boyutta ve herkesi hayran bırakacak bir heykeli neden dikilmez?


-Tıpkı "Medeniyetler korosu" gibi, Türkiye'yi karış karış gezip, işi Yunus Emre'yi tanıtmak olan profesyonel bir "Yunus Emre Orkestrası" niçin kurulmaz?


-Profesyonel oyuncuların kadroda olacağı ve gişeleri sarsacak, günümüz teknolojisi de kullanılmak üzere güzel bir Yunus Emre filmi niçin çektirilmez?


-Sivrisinekler ile ilgili belgeseller çekilirken, Yunus Emre ile ilgili çekilen doğru dürüst belgeseller niye olmaz?


-Çocuklar için çizgi filmi de mi yapılamaz?


-Dünyanın en ünlü heykeltıraşları davet edilerek, her birine "Yunus Heykeli" yaptırılıp, bunlar aynı adı taşıyan bir parkta neden sergilenmez?


-Şehir girişlerinde, bu şehre gelenleri Yunus Emre'nin sözleri niçin karşılamaz?


-Tıpkı "Altın Portakal" gibi ulusal ve uluslararası "Yunus Emre ödülleri" niye tertip edilmez.


-Yunus Emre adına, yapmış olmak için değil de gerçekten ulusal düzeyde niçin futbol ve müzik yarışmaları tertip edilmez.

-Hamamların bile müzesinin olduğu şehirde bir Yunus Emre panoramik müzesi neden hayata geçirilmiyor?

***

Farkına varılıyor mu bilemiyoruz ama Yunus Emre her geçen gün Eskişehir'den uzaklaşıyor.

Zira...
İsminin, Kampusa, Caddeye, Hastaneye, Çarşıya ve Okula verilmiş olması yetmiyor.

Şehir bir türlü Yunus Emre'yi hak ettiği gibi sahiplenemiyor.

Topu topu koca şehirde iki heykelinin bulunması ve bir köye isminin verilmesi Yunus Emre'yi Eskişehirli yapmaya yetmiyor.

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

EN ÇOK BAĞIRAN EN SUÇLU OLANDIR...

Hitler’in ünlü propaganda bakanı Gobbels’in bir sözü var tarihe geçen…
-“Dua ederken kim gereğinden fazla bağırıyorsa, o en büyük ebedi günahkardır” der…
Bu o kadar doğru bir teşhis ki, örneklerine sürekli şahit olmak mümkün…
***
Hırsızlıktan en çok dem vuran hırsız çıkıyor…
Uyuşturucuya kendi çapında savaş açtığını bağırıp-çağırarak ilan eden uyuşturucu taciri çıkıyor.
Sağda-solda fakir-fukara edebiyatı yapanlar iş yerlerinde kaçak işçi çalıştırıyor.
Her ağzını açtığında ahlaktan bahsedenlerin yaptığı ahlaksızlıklar, sonradan bir bir orta yere dökülüyor…
***
Kısacası…
Kim hangi konuda gereğinden çok bağırıyorsa, bağırdığı konuda en büyük suçu işlemişliği çıkıyor ortaya…
Etrafında “Rüşvetçi” diye suçlamadığı kalmayan, en büyük rüşvetçi çıkıyor iyi mi?
Liyakatsizlikten sürekli yakınanların, bütün niteliksiz akrabalarını torpille işe sokturduğu anlaşılıyor.
“Demokrasi” diye bağıran, demokrasiyi katlediyor.
“Hak yeniyor” diye feryat eden, bildiğiniz hak yiyor.
“Adalet yok” diye kapı kapı gezen, adaleti mahvediyor.
***
Bu kadarla da kalsa iyi…
“Fetö’cü” diye bağıran, fetöcü çıkıyor.
“Elhamdülillah” diyenin ortaya çıkmadık rezilliği kalmıyor.
“Halkçıyım” diyen halktan kopabildiğince kopuyor.
***
O yüzden siz siz olun, hangi konuda olursa olsun gereğinden fazla bağıranlara dikkat edin.
Çünkü…
Suçluluğu bastırmanın en kolay yoludur bağırmak.
Ve şunu unutmayın…
En suçlu olanlar her zaman en çok bağıranlardır.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,