Muhafazakar devrimci

Abone Ol

“Felsefece” adlı kitabımda yer alıyor, tam sekiz yıl olmuş “oksimoron” üzerine yazı yazışım. Sayın Cumhurbaşkanı yine anımsattı bana pek sevdiğim o muhteşem kavramı. Önce “oksimoron” ne demek daha önce yazdıklarımı anımsatayım: Sözlüğe göre oksimoron'u, birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavramın bir arada kullanılması ve bu şekilde oluşturulmuş ifade olarak tanımlamak mümkün.  Bazen yazılı edebiyatta bazen de sözsel anlatımda anlamı kuvvetlendirmek, edebi sanat veya nükte yapmak amacı ile kullanılıyor. Asıl kökeni Yunanca ama Türkçeye İngilizceden geçme, anlamı da karşıt iki şeyin bir arada kullanılması demek. Mesela "bir vakfa bağış yapmak zorunda olmak" bir oksimoron. İsteğe bağlı bir davranış olan "bağış" ile "zorunluluk" bir arada oluyor. "Özel halk otobüsü" de öyle, halk ve özel sözcüklerini bir arada bulundurduğu için. En çok bilinen ve kullanılanları ise; "sessizliğin sesi", "köşeli daire", "yaşayan ölü", "tatlı bir acı". Örnekleri çoğaltmak mümkün. Yani bir çeşit tezat söz söyleme sanatı oksimoron...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan’ın Yüksek İstişare Kurulu Üyesi olduğu Türkiye Gençlik Vakfı’nın (TÜGVA) genel kurulunda, “Gençler, şunu unutmayın; biz varız, bir de karşımızda düşmanlar var. Varsa eğer birileri, oldukları gibi, görecekleri de vardır… Unutmayın; elbette her yenilik, her devrim, her reform, türlü engellerle karşılaşacaktır. Benim karşımda şu anda ‘muhafazakâr devrimciler’ var. Ben, sizlerle 2023’ü başarıyla bitireceğimize inanıyorum” dedi. Bu baştan sona sorunlu cümlede ben sadece bir tanesine takıldım: “Muhafazakâr devrimci” müthiş bir oksimoron örneğidir ve aslında “karşıdevrimci” anlamına gelmektedir. Birine devrimci diyebilmek için önce “devrim”i tanımlamak gerek: Devrim, bir şeyi öncekinden iyi olacak şekilde tamamen değiştirmek demek. Her durumda daha önce denenmemiş, yaşanmamış veya görülmemiş bir değişimi ifade eder. Pulluğa geçiş tarım devrimi sayılırken karasabana dönüş devrim olarak adlandırılmaz. Veya festen şapkaya geçişe devrim denirken kavuğa dönüş karşıdevrim sayılır. Yani devrimci olabilmek için çağın ilerisini “kerteriz” almalısınız. Geriyi özlemek olsa olsa “karşıdevrimcilık” oluyor. Ama devrimci sözcüğünün sadece “devirmek” işlevini ele alırsanız, kullanılan sözcük bir anlamda doğrudur. Atatürk’ün kurduğu çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Cumhuriyet devrimlerini “devirme işlevi” bugünün muhafazakâr devrimcilerinin görevidir…