MAHALLENİN DELİSİ

Abone Ol

Atasözü:

-Delinin biri kuyuya bir taş atmış. 40 akıllı çıkaramamış...

Mahalle:

-Yenikent!

Delisi:

-Şükür Öztürk...

Daha önce yazmıştım ama tekrar etmekte fayda var.

Yenikent işletme Kooperatifi 7 Nisan 2012 tarihinde bir genel kurul yaptı. Bu kongrede konuşan kooperatif üyelerinden Şükür Öztürk, genel kurulun "gizli oy açık tasnifle"şeklinde yapılması gerektiğini söyledi.

Gerekçesini de şöyle açıkladı:

-Yasalarda “emredici hukuk kuralları var. Üyesi sayısı 500’den fazla olan kooperatiflerin kongresi yapılırken “gizli oy açık tasnifle” seçimin yapılması gerekirdi. Ama bu emredici yasaya uyulmadı. Bu nedenle şu andaki yönetim ve aldığı tüm kararlar yok hükmündedir…

Öztürk'ün itirazına rağmen genel kurul yapıldı...

Şükür Öztürk konuyu yargıya götürdü...

4 yılın sonunda son kararı Yargıtay verdi:

Kooperatif yönetimi "Yok hükmündedir"

en baştan "ölü doğmuş"

Peki "Yönetim yok hükmünde olunca" ne olacak!

İşte burası "delinin kuyuya attığı taşla ilgili"

Çünkü hukuken "yok hükmünde olan" yönetim bir çok karar aldı.

En önemlisi Büyükşehir Belediyesi'ne satılan 60 dönümlük arazi...

Kooperatife yapılan onlarca üye ve onlardan alınan aidatlar!

Çağrı yapılarak, gerçekleştirilen olağanüstü genel kurullar...

Kısacası kooperatifin aldığı kararlar yaptığı tüm işler de yok hükmünde...

Kooperatif yönetimini "yasal kabul eden" bir çok kişi ve kurumda verdikleri kararları önümüzdeki günlerde düzeltmek zorunda kalabilir...

Peki bundan sonra ne olur?

Modamız belli:

-Kayyum...

----------------------

DEVİR TESLİM

Ülkemizin siyasi geçmişine sadece isimlere bakarak kısaca göz atalım...

Türkiye’de değişmeyen bir sıralama vardır. İsimler en yaşlısına da, en gencine de uzak değildir.

Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş, Turgut Özal…

Hepsi bir kuşaktı…

Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Recep Tayip Erdoğan ve Abdullah Gül. İlk kuşak ile ikinci kuşak arasında pek fazla bir fark yok. Gerek parlamento da, gerekse bürokrasi de sürekli birbirleriyle çalıştılar.

Sırayla önce başbakan oldular, daha sonra Cumhurbaşkanı…

***

Milletvekili olanlar, bakan olanların adları buraya yazılmayacak kadar çoktur. Darbe mağduru Adnan Menderes bile, darbe ilk olduğunda askerlerin kendini Cumhurbaşkanı yapacağını sanıyordu. Ama “Evdeki hesap çarşıya uymadı”

Turgut Özal,12 Eylül’ün ardından Cumhurbaşkanı oldu. Yasaklı Demirel önce Başbakan oldu ardından Cumhurbaşkanı…

Doğrusunu söylemek gerekirse 50 yıldan bu yana süren bir “devir teslim” yaşanıyor.

Şimdi bir fark yaratılmak isteniyor...

Halk Cumhurbaşkanı değil, başkan seçsin, isteniyor...

Şöyle diyorlar...

-Başkanlık olursa, rejim değişir!

Cumhurbaşkanını “halkın seçmesine karar verildiği an, zaten rejimin değişikliğini” onaylamıştık...

Bundan sonrası "devir-teslimle" ilgili bir konu...

Eğer, kendini solda ifade edenler "bu devir teslime" çomak sokarlarsa başarılı olabilirler.

Ötesi...

Kuru gürültüden ibaret!

-----------

GÜNAY'IN AYRICALIĞI

AKP Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun ekonomi başdanışmanıydı...

Ekonomi programının hazırlanmasında etkin rol oynadı...

Eskişehirli 500 esnafa verilen 9 milyon liralık kredinin aktarıldığı müjdesini verdiği haberi gazetelerde yer aldı...

Ancak daha önemli bir nokta vardı...

diğer illere yüzde 6 oranında bir aktarım yapılırken, Eskişehir'e yüzde 11 oranında bir aktarım yapıldı...

Günay, Eskişehir'e biraz ayrıcalık tanımıştı...

Umarız, Eskişehir'in ayrıcalıkları bundan sonra da devam eder.

------------

ÖNERİM ŞU...

Odunpazarı Belediyesi, faaliyet değerlendirme çalıştayı düzenledi...

Sivil toplum örgütleri, mahalle temsilcilerinin katıldığı toplantıya gazeteci olarak bizde katıldık...

Görüşlerimizi, önerilerimizi aktardık...

Binlerce öneri...

Binlerce sitem vardır, mutlaka...

Bende bir çok aksaklığa dikkat çektim, öneriler sundum...

Sadece birini sizinle paylaşmak istiyorum...

Mahallelerde çok da küçük sayılmayacak parklar var. Bu parklar genelde şöyle oluyor.

Yeşil alan ve çocuklar için oyun grupları...

Benim önerim, bu parklara özgü "çocuk kulüpleri" kurulması şeklinde.

En azından çocuklar, parklarda "birlikte bir şeyleri yapabilir" Aynı zamanda arkadaşlık bağlarını kuvvetlendirebilir...

Çok büyük bütçe ayırmaya gerek yok...

Gönüllü insanlarımız da çok!

İyi bir organizasyon yeterli!