Linç kültürü ve provokatif eylemler

Abone Ol

 

CHP Lideri Kılıçdaroğlu'na düzenlenen linç girişimi üzerinden 2 yıl geçti.
"Yakın!" diye bağırarak provoke etmişlerdi olayı.
Topluluğu kışkırtanlar belli...
Dava sürüyor.
İlk duruşma yapıldı. ikinci duruşma 21 Haziran'a ertelendi.
Henüz karar yok!
****
Geçen hafta İYİ parti genel başkanı Meral Akşener'e benzer bir lignç girişimi düzenlendi.
Akşener'e "öldürün" şeklinde paylaşımlar yapılmış ve provokasyon tırmandırılmak istenmişti.
Saldırganlar başarılı olamadıkları gibi deşifre oldular.
****
Ocak ayında Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a başkentteki evinin önünde silahlı ve sopalı saldırı düzenlendi. Özdağ yaralandı. 
Diğer ikisi gibi bu da önceden alt yapısı hazırlanmış, planlanmış ve organize edilmişti.
****
Yalnızca siyasetçiler değil, linç girişimlerinden yandaş olmayan gazeteciler de hedefe konuldu.
Yasaların hakim olduğu bir ülkede bu tür barbarlıklara karşı sessiz kalmak yapılanları kabullenmek anlamına geliyor.
Ne var ki; bıçağın iki ucunun da keskin olduğu unutulmasın.
Gazeteci; sadece gazetecidir.
Siyasetçi ile mafya arasında arabulucuk yapmamalı.
****
Sosyal medyada bu tür suçların cezasız kaldığı düşüncesi pervasızlığı arttırıyor. Ülkemizde 54 milyon sosyal medya kullanıcısı var. Bunlardan bir bölümü karşısındakini tanımadan, ne hissedebileceğini düşünmeden  düşmanca yorumlar yapabiliyor.
Birisinin yazdığı provokatif bir yorum çoğalarak toplumsal şiddeti doğuruyor.
Sözün bittiği noktaya doğru hızla ilerliyoruz.
Giderek kanunlar rafa kaldırılıyor, “yumruk-sopa ve silah” egemen oluyor(!)
Aman dikkat...

 

*********


MALİ SORUMLULUK... 
 

Dünkü; 'biri bizi kurtarsın' yazımıza Orhan Gökduman'dan destek geldi.
Orhan Gökduman; "Kulüp yönetimlerine dönemleri ile ilgili Mali sorumluluk getirilmeli.
Böyle kimin gelirken ne teslim aldığını, giderken ne götürdüğünü bilmiyoruz.
Adamlar hem vurgun yapıyor hem de mağdur edasıyla gidiyor." diyor.
Haksız değil.
****
Kulüp yöneticilerinin kendi dönemlerine ait mali sorumluluk zorunluluğu yine kulüp bşkan ve yöneticilerinin baskısı ile başka bir bahara bırakıldı.
Bu güne kadar kaç yönetim, kaç başkan geldi.
Kalem kalem harcamaları açıklayan birisi olmadı.
Ya istifa ettiler, ya genel kurulda kaybettiler.
Ama; herkesi tatmin edecek bir mali rapor veremediler.
Nereden ne kadar para gelmiş, nereye harcanmış bilgimiz yok.
****
Her giden yönetim borçları yeni yönetime bırakmış.
Borçların bir şekilde sürekli artması bunu gösteriyor.
'Yönetim şeffaf olacak!' diyerek işe başlayanların sonrasında ne kadar ketum davrandıklarını gördük.
O kadar kampanya yapıldı.
Kampanyaya yapılan yardımlar belliydi.
Hiç olmazsa onun hesabını verebilselerdi.
Yönetim kongreye gider ayak; "Aday olanlar gelsinler ne borcumuz var açıklayalım" diyorlar.
Aday olanlara açıkladığın mali bilgileri kamu oyu ile neden paylaşmazsınız.
Anlamak zor...