Cumhuriyet Halk Partisi’nin ‘Şimdi İktidar Zamanı’ parolasıyla gerçekleştirdiği kurultay oldukça ses getirdi.
***
Kurultayın Eskişehir için ayrı bir önemi vardı.
Bu önemli kurultayı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce yönetti.
Kurultayda divan başkanlığı yaptı. Oldukça da başarılıydı.
***
O’na güvenenlerin güvenini boşa çıkarmadı.
Partililerin takdirini kazandı.
Bir yandan da parti içinde önemli bir yere sahip olduğunu göstermiş oldu.
Ünlüce’yi tebrik ediyoruz.
***
Öte yandan yaygın basında da kendine yer buldu.
Sözcü Gazetesi, birinci sayfasından ‘Üç günlük maratonun kahramanı’ başlığıyla Ayşe Ünlüce’yi haber yaptı.
***
Başkan Ünlüce, önceki gün basın mensuplarıyla bir araya geldi ve kurultayı değerlendirdi.
***
Öncelikle söylemeliyim ki Ünlüce, böylesine bir görevi yerine getirdiği için çok mutlu ve gururlu gözüküyordu.
Zaten kendisi de bunu ifade etti.
***
Özellikle Yılmaz Büyükerşen gibi bir ismin daha önce yaptığı bu görevi kendisinin de yapması, O’nu ayrıca mutlu etmiş.
***
Peki Ayşe Ünlüce için ileride ne olacak?
Siyasette kendine bir yol çizer mi?
Ya da ona böyle bir teklif gelir mi?
***
Kendisine soruldu.
Aslında temkinli ama bir o kadar da verdiği cevabın arkasında duracak izlenimi vardı.
***
“Partim ne görev verirse yaparım” dedi.
Ama ekledi:
“Ben Eskişehir’i çok seviyorum. Eskişehir’de yerleşik bir hayat yaşamayı tercih ediyorum. Eskişehir’e hizmet etmek istiyorum.”
***
Ayşe Ünlüce, başarılı bir belediye başkanı.
İleride siyaseten her türlü görev kendisine teklif edilebilir.
Ama söylediklerinden çıkarımımız; O, Eskişehir’i bırakmayacak.
Çok sevdiği Eskişehir’ine hizmet etmeye devam edecek gibi görünüyor.
Tıpkı Yılmaz Büyükerşen gibi…
NE YAPIYORSUN
KILIÇDAROĞLU!
Şahsen Kılıçdaroğlu’nu ilkeli, dürüst bir politikacı olarak tanımlıyordum.
Son yaptıkları gerçekten de akıl alacak gibi değil.
Ne yapmaya çalışıyor, neden böyle davranıyor; işin içinden çıkamadım.
***
Bu sadece siyasi bir hırs mı?
Yoksa birilerinin desteğiyle CHP’yi bitirme operasyonu mu?
***
Kurultay günü yandaş medyanın amiral gemisi gazeteye röportaj vermek, resmen “Ben artık gemileri yaktım” demek değil mi?
***
Oysa ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin böylesine kenetlendiği bir ortamda, seçmenin tam anlamıyla konsolide olduğu bir zeminde yapması gereken, destek olmak değil miydi?
***
Ama o tam tersini yaptı.
Demek ki gözünü siyasi hırs bürüdü.
Bunca yıldır onunla birlikte yürüyen yol arkadaşlarına, ona inanan seçmenlerine büyük ayıp etti.