"Kifayetsiz Muhterislik" üzerine

Abone Ol

Bu terimi son zamanlarda çok duyuyoruz. Bir konuda çok hırslı, yani “haris” olup bunu gerçekleştirecek yeterliğe sahip olmayanlar için kullanılıyor.

İstek var, ama gerekli yetenek, deneyim ve kapasite yok. Sonuçta “başarı” yok.

Böylelerine hayatın çeşitli alanlarında siz de rastlamışsınızdır. Ama bunlar daha çok siyaset, basın ve sanat alanlarında boy gösterirler. Bir süre sonra hem kendilerini rezil edebilir hem de çevrelerine ya da davalarına zarar verebilirler.

İnsanların bir konuya ya da makama ilgi duyması fevkalade doğal ve hatta olması gereken bir şeydir. Hiçbir konuya ilgi duymayan bir insan kadar sıkıcı biri olamaz. Böylelerine “hemen bir hobi edinin” denmesi boşuna değildir!

Bazen başlayan ilgiler, merakların kapısını açar. Yapılan araştırmalar, uzun yaşamanın sırlarından birinin hep meraklı kalmak olduğunu ortaya koymuştur.

İLGİ, MERAK, HEVES, İDDİA, HIRS, TAKINTI

İlgi ve meraklar, heveslere dönüşebilir. Adam şiire ilgi duyunca, ülkenin en önemli şairi olmaya heves edebilir. “Dur bakalım, o kadar kolay değil! Her şeyin bir bedeli var!” diyecek olursanız, heveslilerin sayısı anında azalır…

Bir bakarsınız, aynı kişiler bu kez ülkenin en büyük ressamı olmaya heves etmişlerdir.

Heves geçicidir. İddia ile omurgalandırılması gerekir. O zaman bir hırsa bile dönüşebilir. İddia ve hırs, bir alanda yükselmek isteyenler için yakıt gibidir. Başkalarının yaptıklarından daha sağlam ve güzel şeyler yapmaya iradeyi işaret eder.

Yeter ki, başka her şeyi ezip geçen bir takıntıya dönüşmesin!

Ben medya öğrencilerime hep seçtikleri alanda iddialı olmalarını önermişimdir. Bu, kendini gerçekten iyi yetiştirmek ve bunu kanıtlamak için sürekli fırsat kollamak demektir. Buna deneyimden korkmamak, hatta onu ısrarla aramak da dahildir.

PRAKSİS NE İŞE YARAR?

Bir fikir ya da projenin somut koşullarda uygulanarak sınanmasına filozoflar “praksis” derler. Praksis, hayal ile gerçek, teori ile eylem arasındaki köprüdür.

Önce bir hayalin olacak, sonra onu hayat içinde uygulayıp alınan sonuçları değerlendireceksin.

Kifayetsiz muhterislerin kendilerini ele verdikleri yer, praksis meydanıdır!

Ak kök, kara kök yokuşta belli olurmuş. Hırslı ama yetersiz olan, praksis yokuşunda dökülür. İstediği kadar tersini söylesin, tepeye çıkamaz; nefesinin yetmediği ortadadır!

Bazıları, bir iki denemenin yeterli olmadığını öne sürerek yeni hak isteyebilirler. Haklı da olabilirler…

Ancak, yenilgiyle sonuçlanan 13 deneme, insaf sahibi herkes için yeterlidir!

Bilmem kimi kastettiğimi tahmin edebiliyor musunuz?