Kemal Sunal filmlerini seyrediyoruz.
Belki bilmem kaç kez tekrarını.
Bizden pek çok şey buluyoruz.
Ülkede sorunların giderilmediğini.
O gün anlatılanların bugünde gerçek olduğunu anlıyoruz.
Kemal Sunal, kafamıza vura vura anlatıyor.
Peki; biz ne kadarını anlıyoruz.
Mevlana boşuna söylememiş. “Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır.”
****
Çoğumuz daha uzun süreli evlerimizdeyiz.
Evlerimizde ailemiz ile daha fazla zaman geçiriyoruz.
80'ler dizisini izliyoruz.
Bir ev ve bir sokakta geçiyor.
Bir mahallede yaşamın bir kesiti.
Ama; daha çok insanlarla ilgili.
Uzun favoriler, uzun yakalı ceketler, çiçekli gömlekler, köşeyi sizden önce dönen pantolon paçaları.
Mahalle karakolları kalmadı şimdi.
Mahallenin bekçileri.
Köşe başında plak ve kaset satanlar yok.
****
Metin Akpınar-Zeki Alasya'nın 40 yıl önce sahneye koydukları Yasaklar, Reklamlar, Beyoğlu Beyoğlu, Aşk Olsun ve Delileri tekrar izliyoruz.
40 yılda hak-hukuk-adalet konusunda pek fazla bir şeyin değişmediğini görüyoruz.
Hatta bazı şeylerin daha kötüye gittiğini.
****
Zeki ile Metin genellikle siyasi liderleri en çarpıcı şekilde hicvederdi.
Hoşgörünün zirve yaptığı günlerdi.
Demirel ve Özal ile ilgili gösteriler çok sevilirdi.
Hatta rahmetli Demirel ve Özal da bu oyunları hoşgörü ile karşılardı.
Bugün böyle bir hoşgörü mümkün mü?
***
KİM KİMİ BİLİR?
Eskişehir'in velileri kadar delileri de ünlüdür.
Peki kim, kimi bilir?
Yukarı mahalle;Dilaver'i
Aşağı mahalle; Abidin'i.
Akarbaşı; Şakşak İbo'yu.
Tepebaşı bölgesinde; Sol sol'u.
Odunpazarı bölgesinde; Kepçe Erdal'ı.
Köprübaşı; Aynalı Mustafa'yı ve Matmazeli.
Sıcaksular; Mürvet ve Şefika'yı.
Sizin Sineması; Polisi.
Tribünler; Şemsi'yi ve Pamuk Sabri'yi.
Sıcaksular; Küçük Kafa Oktay'ı.
Güllük mahallesi; Adem'i.
Reşadiye; Arabacı Besim'i
Seviyorum diye bağıran Murat'ı.
Kızdıklarına tekerin patlasın diye beddua eden ve genellikle bedduasının tuttuğu söylenen 31 İbrahim'i, bilir.
Hepsi bu kentin renkleriydi.
Güzel ve renkli insanlardı.
Çoğu göçüp gitti ama; anıları kaldı belleğimizde.