Ahbaplar Grubu tarafından düzenlenen gece de Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen konuşma yaparken bir ara ‘Bu benim son dönemim’ cümlesini kullandı…
………
Konuşması bittikten sonra kendisine ‘Hocam keşke ‘Bu sön dönemim’ cümlesini kullanmasaydınız. Bu siyaset, gelecekte ne olur belli olmaz’ diye takıldık…
…………
Önce güldü sonra ‘ Bunu söylemediğim zaman kavga ediyorlar, kavga etmesinler diye söylüyorum’ dedi…
……….
Bizce ‘Bu son dönemim’ sözü daha çok kavgaya neden olur…
………….
Çünkü, Yılmaz Hoca’nın koltuğunda çok kişinin gözü var…
…………..
Öte yandan Sayın Büyükerşen tekrar aday olur mu, sağlığı buna imkan tanır mı bilmiyoruz…
……..
Ama şundan eminiz, belediye binasının camından el sallayacak durumda olsa, yine seçilir…
NOT: Bu yazıyı 3 Ağustos 2019 tarihinde yazmışız. Aradan 1.5 geçmiş. Ve Yılmaz Hoca endişesinde haklı çıkmış. Şu anda Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ile Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın arası hiç iyi değil. Ve İkisinin de hedefinde Büyükşehir Belediye Başkanlığı var…
………………..
ÜNİVERSİTE DE EYLEM
28 Nisan sabahı kahvaltı sonrası kahvesini yudumlarken telefon çaldı.
Arayan Beyazıt Karakol Amiri Başkomiseri’ydi. İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin iktidar karşıtı gösteri için bahçede toplanmaya başladıklarını haber veriyordu…
………………..
Emniyet Amiri “Hemen üniversiteye gidin. Diğer karakol amirlerine de emir veriyorum, hepimiz orada olacağız!” dedi. Başkomiser “Ama rektörlükten talep yok. Onlar istemedikçe üniversiteye giremeyiz amirim!” deyince, “İzin de ne demek?” diye çıkıştı. “Öğrenciler Başbakanımızı, Cumhurbaşkanımızı protesto edecekler, biz de seyredeceğiz! Öyle mi? Ne izni? Derhal göreve!”
…………………
Bu emri alan Eminönu Emniyet Amirliği’ne bağlı karakollardaki tüm polisler, yarım saat içinde İstanbul Üniversitesi bahçesine gittiler.
Emniyet Amiri, ekiplerin en önündeydi…
……………….
Atatürk Anıtı’nın çevresinde toplanan gençlerin marşlar söyleyerek kendilerine doğru yürüdüğünü görünce “Silahlarınızı çekin!” dedi.
Amirler, polisler, bekçiler, tabancalarını çekip mermileri namluya sürdüler. Biri hariç…
…..
Sadece bir Başkomiser silahını çekmemişti. Amir hışımla ona dönüp “Emre niçin itaat etmiyorsun!” diye çıkıştı. Başkomiser çok sakindi. “Kanunsuz emre itaat etmek zorunda değilim. Üstelik gençler protesto haklarını kullanıyorlar. Silahları yok, şiddet yok. Ben niçin tabancamı çekeyim? Silah göstererek onları tahrik etmekten kaçınmalıyız!” dedi…
…………
Nitekim çok geçmeden korkulan oldu. Polislerin tabancalarını gören öğrenciler, taş yağdırmaya başladılar. Üniversite bahçesi bir anda savaş alanına dönmüştü…
……………………..
Artık taşlar havada uçuşuyor, Beyazıt Meydanı tabanca sesleriyle yankılanıyordu.İşte o anda Rektör Ordinaryus Profesör Sıddık Sami Onar ve Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Naci Şensoy bahçede göründüler. Rektör merkez binaya doğru ilerleyen Emniyet Amiri’nin önünü kesip “Yaptığınız müdahale kanunsuzdur. Üniversite yönetiminin çağrısı olmadan buraya giremezsiniz. Hemen üniversiteyi terk edin!” dedi…
…………
Bu sözler Emniyet Amiri’ni çileden çıkarmaya yetmişti. Hiçbir şey söylemeden Rektöre yaklaştı ve suratına okkalı bir tokat attı!
Ufak tefek yapılı Anayasa Profesörü Onar’ın yere düştüğünü görünce, tabancasını çekmemekte direnen Başkomiser’e dönüp “Gördün mü? Koskoca rektörü iskambil kağıdı gibi devirdim!” dedi…
………….
Başkomiser sinirlenmemekte kararlıydı: “Devirdiğini sandığın o kişinin senin boyun kadar kitapları var. Ayrıca kimin kimi devireceğini zaman gösterir!”
………………
Bu olay 28 Nisan 1960 günü yaşandı. Aynı gün Turan Emeksiz adlı üniversite öğrencisi, seken bir kurşunla hayatını kaybetti. Bir ay sonra da 27 Mayıs darbesi oldu…
…………………
Rektörü tokatlayan Emniyet Amiri Zeki Şahin tutuklandı. Kanunsuz emre uymamakta direnip silahını çekmeyen Başkomiser ise babam Osman Dündar’dı… (Uğur Dündar)
……
PAZAR NOSTALJİSİ
Bir zamanlar İsmet İnönü Caddesi…
(Fotoğraf: Ahmet Atuk)
…………
TEMEL’İN KÖŞESİ
TREN
Temel trene binmiş İstanbul’a gitmiş. Gar da Dursun karşılamış, bakmış Temel’in yüzü sapsarı ‘Ne oldu?’ diye sormuş. Temel ‘Tren de ters koltuğa oturdum. Camdan baktıkça bir hoş oldum’ demiş. Bunun üzerine Dursun ‘Karşındaki koltukta oturan kişiye rica etseydin, yer değiştirseydin’ deyince Temel şu cevabı vermiş ‘Aklıma geldi, ama koltukta kimse oturmuyordu…’
……………
KARİKATÜR
…………..
GÜNÜN SÖZÜ
……………
SOSYAL MEDYA