Kasaba kültürünü açıklamaya çalışanlar, bu ara ve kimliksiz kültürün çok önemli bir özelliği üzerinde dururlar.Sözünü ettiğim özellik, “Önce karar verme ve sonra tartışma yapmaktır”.
Ülkemizde birçok konuda olduğu gibi,üretim sistemini derinden etkileyen “asgari ücret tartışmaları” da kasaba kültürünü aşamadığımızın çok somut örneğini sundu bizlere.
Siyasi partiler “seçim vaadi” olarak “asgari ücreti” piyasaya sundu;adeta “merdiven etkisi” yarattı; sonunda iktidar partisi kervana katılınca işin rengi değişti.
Seçim aşamasında ekonominin aktörleri tartışmalara katıldı ama seslerini yeterince yükseltemediler,yükseltemediler. Seçim sonrasında, iktidar partisinin önerisini hayata geçeceği anlaşılınca tartışmalar hızlandı,yoğunlaştı ve derinleşti.
Tartışmalarda gerekçeler
İzleyebildiğim kadarıyla,iş çevreleri öncelikle, “asgari ücretin yüzde 30 artışının iş yerlerine maliyetleri artıracağını ve kâr marjlarını iyice düşüneceğini” ileri sürerek,ekonomik sistemimizin bugünkü yapısının bunu kaldıramayacağını ileri sürdü.
Bir başka gerekçeye göre, ” farklı ücret kademelenmesi uygulayan iş yerlerinde,sadece asgari ücret ödemelerinin seviyesi yükselmeyecek artış diğer bütün ücret kademelerine yansıyacaktı”, zaten bozuk olan fiyat-maliyet dengeleri daha bozulacaktı.
İleri sürülen bir diğer gerekçeye göre de, “kayıtlı ve kayıt dışı uygulamalar arasındaki haksız rekabet makası açılacak”, ülke ekonomisinde ciddi sorun olan bu “ikili yapının” sağlıklı bir gelişme için ortadan kaldırılması gerekirken daha da derinleşmesine yol açılacaktı.
Asgari ücret düzeyinin yükseltilmesi, “kayıtlı sisteme geçişi engelleyecek,kamu gelirlerini azaltacak,kamunun temel altyapı yatırımlarına olumsuz etki” yapacaktı.
Tartışmalarda ileri sürülen bir başka gerekçeye göre de, “yapılmış olan toplu iş sözleşmelerinde dengeleri değişecek, sözleşme imzalayan sendikalar ücret kademelerini artırmak istiyecek, sendikaların talepleri yeni bir çatışma alanı yaratılacak, iş barışı zedelenecekti.”
Asgari ücretin artışını savunanlar ise, ülkemizin ” ucuz-emek odaklı,düşük teknoloji ve vasat üretimden ileri-tenloji odaklı kalifiye işgücüne dayalı yüksek katma değerli ürünlere geçiş” için asgari ücretin artışı itici güç olabilirdi; iş süreçlerini ve işgücü profillerini değiştirmesi için zorlayıcı etki yapabilirdi.
Dikkatımı çekem bir farklı gerekçe de, asgari ücretteki artış,” temel ihtiyaçlar ve açlık sınırında olan yurttaşların sayısını azaltıcı etki yaratırdı”. Asgari ücretin yükselmesi, harcanabilir geliri artıracak,talep yükselecek,giderek gerileyen ücret artışlarında küçük de olsa bir iyileşme yaratacaktı.
Zihinde kalanlar
Sizinle paylaştığım gerekçeleri, özel bir araştırma yaparak, tartışmalarla ilgili metinleri okuyarak ve notlar alarak aktarmadım.Seçim sonrasından bu yana okuduklarım, iş insanları ile yapılan toplantılarda tartışmalarda dinlediklerimin zihnimde kalanlarını sıraladım.
Biraz daha ayrıntılı araştırma yapsak bir düzine gerekçe daha saptayabiliriz.
Kim haklı kim haksız yorumu yapmadan; etkilerine ilişkin bi kadar gerekçe üretilebilin bir konu önce tartışılır;gerekçeleri kamuoyu ile paylaşır; sonra karar verilir…Kasabalı aklı ise önce kararı verir, sonra gerekçelerini sıralar… Kasabalı aklı aşamazsak, orta gelir tuzaklarını da aşamayız. İnanın gelişmiş toplumlar kervanına katılamayız..