Yerkabuğu, içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzünü sarsmasına deprem denir.
Tekrar söyleyelim, ne denirmiş?
Deprem denir.
Deprem; bilgisiz insanların hareketsiz kabul ettiği yeryüzünün hareketlenmesidir.
Türkiye de aktif bir deprem kuşağındadır.
Bu bilgi yüzyıllardır bilinmektedir. Bizler de biliyoruz!
Bilmek yeterli değildir!
Vatandaş da bildiği halde önlem almıyor.
Çünkü bizleri koruyan şeyhlerimiz var.
İnternette, televizyon kanallarında şeyhler çıkıp ahkâm kesiyor:
“Allah’la konuştum.” Sanki arkadaşıyla konuşur gibi…
“Deprem siyah bulutlar halinde Manisa’nın üstüne çöktü.”
Deprem doğa olayıdır.
Gökten bulut halinde gelmez, yeryüzünde oluşur.
“Manisa’da olacak depreme başka yere git dedim.”
Başka yer dediğin, senin Müslüman kardeşlerinin yaşadığı yerdir.
“Üç kere söyledim, deprem olmadı.”
Diye ciddi ciddi anlatıyor ve halkımız da buna inanıyor.
Depremin dinle ilgisi yok!
Tanrı kullarını imtihan etmek için deprem yaratmaz.
Bizler de oluşan depremlerden ders almalıyız.
Hükümetler, deprem üreten fay hatları üzerine inşaat izni vermemelidir.
Deprem, depreme dayanıklı yapılan yapıları yıkamaz.
Bilinçsiz ve bilgisizce yapılan yapıları yıkar.
Yetkililer açıkladı; ülke genelinde 12-13 milyon konut kaçak yapı var!
Her gelen iktidar “imar affı” çıkardı!
İnsanların depremde yıkılacak evlerine ruhsat verdi.