Her zaman haddinizi bilin!

Abone Ol

Bilmeyenlere kıssadan hisse…
İngiltere Kraliçesi’ne dev bir inci hediye edilmiştir.
Kraliçe bu incinin delinerek tacına takılmasını istemektedir.
Ancak İngiltere’deki bütün kuyumcular,
“Kusura bakmayın, dünyada tek olan bu inciyi delerken kırılmasının sebebi olmak istemeyiz.”
diyerek inciyi delmeye yanaşmamışlar.

Sonra bir deniz subayı, İstanbul’da Kapalıçarşı’da yetenekli ustaların olduğunu söylemiş.
Bir heyet hazırlanmış, doğruca Kapalıçarşı’ya gönderilmiş.
Tercüman, çarşıda köhne bir dükkâna sokmuş heyeti.
İçeride ak saçlı ustaya durum anlatılmış.
Ne çare ki usta, diğer meslektaşlarının söylediğinin aynısını söylemiş.
Heyet hep birlikte sızlanmaya başlamış:
“Kraliçe bizi mahvedecek.”

Usta ekibin çaresizliğine acımış:
“Bakın efendiler,” demiş, “sorumluluk kabul etmem ama bende bir çırak var. Belki bu işi o yapabilir.
Ama sorumluluğu kabul etmem.”
Heyettekiler çaresiz, “Olur,” demişler.

Usta seslenmiş: “Oğlum Veli, bir bak hele…”
Arkada bulunan perde aralanmış.
Elinde bir matkapla 12-13 yaşında bir çocuk çıkmış.
Usta: “Oğlum,” demiş, “hele şu inciyi bir del.”

Bu sözü duyan Veli, hiç düşünmeden elindeki matkapla inciyi tam ortasından delmiş.
Heyet sevinç içinde ustaya dönmüş:
“Ya usta, bu nasıl iştir? Dünyanın en ünlü kuyumcularının yapamadığı bu işi bu çocuk nasıl yapar?”

Usta bir heyete bakmış, bir de Veli’ye ve soruyu cevaplamış:
“O haddini bilmez.”