Hepimiz Kabil'in çocuklarıyız

Abone Ol

İçinde yaşadığımız dünyanın zıvanadan çıkması, insanlığın daha barışçıl yönde bir ilerleme göstermek yerine sürekli şiddete eğilim göstermesi, şiddetin içselleştirmesine ve yaşamın sıradan bir parçasına dönüştürmesine neden oluyor. İşte bunun nedenini araştırmak, nereden gelip nereye gittiğimizi göstrmek ve biraz olsun sizi gülümsetebilmek için çok eski bir hikâyeyi anımsatmak istiyorum. Tek tanrılı dinlerin kutsal metinlerinde yer alan Hâbil ve Kâbil anlatısı, insanın nasıl bir varlık olduğunu anlama ve tartışmaya açma açısından önemli bir veri oluşturur. Tevrat’ta (Eski Ahit) hemen başta “Tekvin” (Yaratılış) bölümünde ayrıntılı şekilde karşımıza çıkan anlatı çoğumuzca bilinir…
Âdem ile Havva cennetten kovulup dünyaya düşünce önce Kabil sonra da Habil doğar. Kabil çiftçilikle, Habil hayvancılıkla uğraşır. İki kardeş arasında husumet oluşur. Kavganın temel nedeninin “kız meselesi” olduğu da kaydedilmektedir. Rivayet olunmaktadır ki Havva Ana aslında her batında biri erkek diğeri kız ikiz çocuklar dünyaya getirmiştir ve ilk batında doğanlar Kâbil ve ikizi, güzeller güzeli Aklîmâ’dır. İkinci batında doğanlar Hâbil ve güzellik bakımından daha mütevazı durumdaki Lebûda’dır. İnsan soyunun sürmesi için birbirleriyle evlenmek zorunda olan kardeşlere bu aşamada ensest ilişkiye bir dereceye kadar izin vardır. Şöyle ki; ikiz kız kardeşle değil ama ikiziniz olmayan kız kardeşle evlenebilirsiniz. Gel gelelim Kâbil, güzel ve çekici ikizine tutkuyla bağlıdır ve Aklîmâ’yı kimseye bırakmaya da niyeti yoktur. Âdem Baba, Kâbil’in ikiziyle Hâbil’i, Hâbil’inkiyle de Kâbil’i evlendirmek isteyince kavga çıkar. Babaları işi hakem olması için Tanrı’ya havale eder. Kardeşler aralarındaki rekabeti kendilerini Tanrı’ya beğendirme yolunda hasatlarının ilk mahsullerini; bir demet buğday ile ilk doğan kuzuyu ona sunarak yaparlar. Tanrı katında Habil’in hediyesi kabul görür. Kabil müthiş bir kıskançlık ve nefret girdabına girer. Öcünü silah haline getirdiği taşla Habil’in başını ezerek onu öldürmek suretiyle alır…
Tektanrıcı kutsal anlatı böyle. Onun, kendisini önceleyen çoktanrıcı Sümer mitolojisinden; çoban tanrısı Dumuzi ve çiftçi tanrısı Enkimdu’nun aşk ve bereket tanrıçası İnanna’ya kendilerini beğendirme yolunda girdikleri kıyasıya rekabet anlatısından esinlenildiğinin kuvvetle muhtemel olduğunu Muazzez İlmiye Çığ hoca söylemekte olsa da sonuçta Habil öldüğü için, rahatlıkla “hepimiz Kabil’in çocuklarıyız” diyebiliriz…