Yıl 1980...
12 Eylül darbesi olmuş...
Memlekette "çıt" çıkmıyor. "Çıt" dedin içeriye!
"Barış" dedin, işkenceye...
İlkokulda, lisede, üniversite de...
Her yerde "uygun adım marş"
İşte bu şartlar altında Aziz Nesin, uluslararası bir konferansa katılmak üzere ABD'ye gidiyor.
Orada tıpkı Türkiye gibi, "darbe" hukukunun hüküm sürdüğü ülkelerin aydınlarının katıldığı bir toplantı düzenleniyor...
Şili...
Venezuella...
Arjantin...
Kolombiya...
Ve Afrika ve Asya'dan bir çok ülkenin aydınları geliyor...
Her ülkenin aydını çıkıyor, "kendi memleketlerindeki antidemokratik uygulamaları anlatıyor"
Diktatörlere "verip veriştiriyor"
Sıra bizim Aziz Nesin'e geliyor. Tam başlıyor Kenan Evren'e "saydırmaya" o sırada birisi kolundan tutup aşağıya doğru çekiyor...
Aziz Nesin soruyor:
-Ne oldu yav. Herkes konuşurken müdahale etmiyorsunuz da bana neden müdahale ediyorsunuz...
Kolundan çeken Latin Amerikalı aydın fısıltıyla konuşur:
-Biz zaten Amerika'da sığınmacı olarak kalıyoruz. Onun için rahat konuşuyoruz. Sen Türkiye'ye geri döneceksin biraz frene bas...
.../...
Sözü, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin bildirisine getireceğim...
1100 akademisyen bildiriye imza attı.
Yabancı üniversitelerde görev yapan akademisyenler var...
Özel üniversitelerde görev yapan akademisyenler var...
Onlara hiç bir şey olmayacak haliyle... İktidarın gücü oralara uzanamayacak...
Kime uzanacak..
Devlet Üniversiteleri'nde görev yapan "halkın içinden çıkan" akademisyenlere...
İşte Eskişehirli akademisyenlere "anında" gözdağı verildi, soruşturma açıldı!
-----------------
BU TOPRAĞIN
İNSANLARI!
Akademisyenler bildiri yayınladı...
Savcılık harekete geçti, ifade almaya çağırdı...
YÖK harekete geçti, "atarım onları" dedi...
'Sivil toplum' harekete geçti, "suç duyurusunda" bulundu...
Medya boş durmadı...
Linç kampanyası başlattı...
Seçimden önce ne denmişti:
-90'lara geri dönmek istemiyorsanız...
Evet 90'lara geri dönmedik...
90'ları atladık, doğrudan 80'lere geldik.
****
Eskişehir'de bildiriye imza atan akademisyenler, kampüse kapanıp, "etliye sütlüye bulaşmayayım" diyen bilim insanları değiller. Eskişehir kamuoyu bir çoğunu yakından tanıyor...
Çok değerli bilimsel çalışmalarına hep birlikte tanık olduk.
Eskişehir'in İnsan hakları, demokrasi ve özgürlükler konusunda gelişmesine katkı sunan isimler...
Geldiğimiz noktada toplumun önüne şu seçenek konuyor:
-Ya bizden yana olacaksın, ya terörden yana...
***
Akademisyenlere edebiyatçılardan, gazetecilerden, sinemacılardan destek geliyor...
İmza atan akademisyenler...
Uzaydan gelmediler...
Bizim toprağımızın insanı ve bu toprağa ait onlar söz söylemeyecekte kim söyleyecek!
Unutmayın! Düşüncesini açıklama özgürlüğü, demokrasinin birinci kuralı!
---------------
----------------
ŞÖYLE-BÖYLE
BİR PARTİ CHP
Dün şöyle yazmıştım:
CHP Genel Başkan yardımcısı Halik Koç, şöyle konuşuyor...
-Parti olarak bu bildirinin arkasında değiliz. Ben partinin sözcüsüyüm...
CHP'nin öbür genel başkan yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'da böyle konuşuyor:
-Parti olarak bildirinin arkasındayız...
... Haftasonu CHP'nin kurultayı var!
CHP'liler sadece genel başkanı seçmeyecek. Aynı zamanda "şöyle-böyle" diyenler arasında da bir tercih yapması gerekiyor...
.../...
Bu yazıyla ilgili okurumuz kısa bir yorum göndermiş...
-Görünen o ki CHP, "şöyle-böyle bir parti olmuş" Oysa rehberleri partinin tüzüğü. oraya baksınlar, hangi konuda ne söyleyeceklerini bilsinler.