Şifa verdiği inanılan o gizemli mağaranın efsanesi görenleri büyülüyor...

Ballıca Mağarası’nın en dikkat çekici özelliği, oluşumu 75 yıl süren “soğan sarkıtları”. Ziyaretçiler ve arkeologlar, bu yavaş ama ihtişamlı oluşumu “aşk hikâyesine benzetiyor”. Her bir damlanın binlerce yıl süren sabrı, mağaraya mistik bir anlam yüklüyor.

Yörede anlatılan rivayetlere göre, mağaraya giren birçok kişinin çeşitli rahatsızlıklarından kurtulduğu söyleniyor. Özellikle mağara içinde bulunan dev sarkıtın “şifa dağıttığına” inanılıyor. Bilimsel bir kanıt olmasa da, mağaranın kendine has havası ve yüksek nem oranı, ziyaretçilerin burada kendini ferahlamış hissetmesine neden oluyor. Bu nedenle Ballıca, adeta “şifalı mağara” olarak bilinir hâle gelmiş durumda.

Ballıca Mağarası; yarı yatay yarı dikey 5 kat üzerinde bulunan Havuzlu Salon, Fosil Salonu, Yarasalar Salonu, Mantarlı Salon, Sütunlar Salonu ve Büyük Damlataşlar Salonu gibi büyüleyici bölümlerden oluşuyor. Henüz ziyarete açılmamış ve oluşumunu sürdüren gizli bölümler ise mağaranın hâlâ sırlarını koruduğunu gösteriyor.

Mağaranın bir diğer büyüleyici yönü ise koloniler halinde yaşayan cüce yarasalar. Işıklandırılmış doğal koridorlardan ilerlerken mağaranın milyonlarca yıldır süren ekosistemine tanıklık etmek ziyaretçilere adeta zaman yolculuğu hissi yaşatıyor.

Ballıca Mağarası, doğal yapısının zarar görmemesi için özel koruma altında. Bu nedenle içerde fotoğraf çekimine izin verilmiyor. Yetkililer, mağaranın benzersiz sarkıt ve dikitlerinin flaşlardan olumsuz etkilenebileceğini belirtiyor.

Mağara, haftanın her günü 08.00 – 20.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. 10 bin metrekarelik alanı ve 94 metre yüksekliğiyle Türkiye’nin en büyüleyici doğal müzelerinden biri olan Ballıca, ziyaretçilerini hem bilimsel hem de mistik bir yolculuğa çıkarıyor.

Milyonlarca yılın sabrıyla şekillenen Ballıca Mağarası, doğanın insanlara sunduğu en etkileyici gizemlerden biri olmaya devam ediyor.