ESOGÜ Rektörü'nün yapacağı ilk iş bu olmalı

Abone Ol

Dün bu köşede, yaşanan deprem felaketi sonrasında, Eskişehir’de acilen depreme dayanırlığının ölçülmesi gereken binaları yazdık…
Yapı kontrollerinin genelde insan sirkilasyonunun fazla olduğu binalardan başlaması gerektiğini ifade ettik.
***
Bu yapıları sıralarken de ilk önce, temeli atıldıktan sonra 15 yıl inşaatı bitmeyen, inşaat bitip, taşınıldığı günden bu yana da 34 yıldır kullanılan ESOGÜ Tıp Fakültesi hastanesi binasının acil kontrol edilmesi gerektiğini dile getirdik.
Zira…
Bu hastanemizin binası her gün en az 5-6 bin kişinin içinde bulunduğu ve olası depremde en çok ihtiyaç duyacağımız sağlıkçıların içinde bulunacağı bir bina olma özelliği taşıyordu…
***
Yazıya gelen etkileşimlerden de anladığımız üzere çoğu kişi bizimle aynı fikirde…
Bize ulaşan her okur, Eskişehir’de öncelikle bu hastane binasının deprem kontrolünden geçirilmesini istiyor…
Bizi arayan her vatandaş, “Yaşayacağımız olası bir deprem felaketi anında o hastane binası mutlaka ayakta olmalı. Aksi takdirde yaşayacağımız faciaya bir facia daha eklenir” dediler…
***
Anlaşılan o ki bu hassasiyet ve endişe ESOGÜ rektörüne, hastane binasının acilen kontrolden geçirilmesi misyonunu yüklüyor…
Artık bu binanın depreme dayanıklı olup olmadığı kontrolünü üniversite bünyesinde bulunan İnşaat Fakültesi aracılığıyla mı yoksa başka bir kuruluş aracılığıyla mı yapar bilemiyoruz…
Bildiğimiz: Tıp Fakültesi hastane binasının biran önce kontrolden geçirilmesi, yapılacak kontrol ile bina dayanıksızsa biran önce boşaltılması, güçlendirilmesi gerekiyorsa acilen güçlendirilmesi, sağlamsa da ilgili rapor açıklanarak endişe ve korkuların giderilmesidir…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

TAŞIYICI KOLON KESENİN NEFESİNİ KESMELİ!

Hatırlayan mutlaka vardır…
99 depreminde Eskişehir’de Tarhan Apartmanı yıkıldı…
32 kişi yıkılan binanın enkazında can verdi.
Yıkılma nedeni olarak, apartmanın altında bulunan oto galerinin, bir araç daha sığdırmak için bina kolonlarının kesildiği uzun süre konuşuldu…
Sonrasında yapılan incelemeler ve yargılamalar neticesinde yıkıma asıl nedenin ne olduğu tam anlamıyla ortaya çıkmadı.
Fakat herkesin düşüncesinde, binanın yıkılmasının nedeni konusunda, altta bulunan işyerinde taşıyıcı kolonların kesilmesi ihtimali ağırlık kazandı…
***
Bina altında bulunan dükkanlar, özellikle yanlış ve eksik imalat da hesaba katıldığında, olası bir depremde zaten potansiyel bir tehdit oluşturuyor…
Bir de bu dükkanların şu ya da bu sebeple taşıyıcı kolonlarının kesilmesi en ufak bir sarsıntıda dahi binaların çökmesini kolaylaştırıyor.
***
O yüzden…
Şehirdeki öncelik taşıyan yapıların depreme dayanırlık kontrollerinin hemen ardından, yüksek binaların alt katlarında bulunan tüm dükkanlar mutlaka kontrolden geçirilmeli…
Ola ki dükkanlarda taşıyıcı kolon kesiklerine rastlanılırsa, hem söz konusu bina için hem de taşıyıcı kolonları kesenler için gereği yapılmalı.
Hatta…
Dükkanlarda taşıyıcı kolon kesme ne ilk ne de son olacağından yola çıkılarak, kolon kesimine gerek imar kanun ve yönetmeliklerinde gerekse ceza kanununda yapılacak değişikliklerle, olabilecek en ağır cezalar getirilmeli…
Hem de biran önce!


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

KENT MEYDANLARI NEDEN ÖNEMLİYMİŞ?

Deprem bölgesine giden ve orada yaşananlara şahit olan arkadaşları dinliyorum.
Hepsinin ortak görüşü deprem yardımlarının depremzedelere ulaşmasında yaşanan organizasyon bozukluğu…
Bu konu dönüp dolaşıp, şehirlerde büyük kent meydanlarının olmayışına bağlanıyor.
Zira…
Şehirlerde kent meydanları olmadığı için deprem yardımları iki-üç kez aktarımla şehir merkezlerine ulaşabiliyor.
Anlatılanlara göre, yardım tırları şehir girişine kadar geliyor. Burada malzemeler indirilip, daha küçük kamyonlara yükleniyor, bazı yerlerde üçüncü aktarma ile kent merkezine ulaşabiliyor. Bu da zaman kaybına neden oluyor.
Herkesin söylediği “Halbuki kentlerde geniş kent meydanları olsa ve afat sonrası ilk olarak bu meydana geliş ve çıkış yolları temizlenebilse, yardımlar tek seferde şehir merkezlerinin bu meydanlarına direkt indirilir”
Gitmedik görmedik. Yukarıda da söylediğimiz üzere gidip görenlerin söylediklerini aktardık.
Bu da kentlerde geniş kent meydanlarının bu gibi afetlerde ne kadar önem taşıdığını gösteriyor olsa gerek…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,