CHP, okullarda, yurtlarda yaşanan son tecavüz ve taciz skandalları nedeniyle Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, hakkında gensoru önergesi verdi.
Bakanın istifasını istediler...
Kaderin bir cilvesi mi yoksa tesadüf mü?
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'da, Prof. Dr. Gaye Usluer'de Eskişehir milletvekili...
Usluer, konuşmasının bir bölümünde kullandığı cümle dikkat çekiciydi:
-Karaman Valisi "Bilgim yok." diyor, Karaman İl Millî Eğitim Müdürü "Bilgim yok." diyor, kusura bakmayın ama dün Karaman'da yaşadıklarımızdan sonra, yüce Mecliste "Aslında, hepiniz oradaydınız." diye haykırmak geliyor içimden. Doğru mu?
.../....
Peki Eskişehir milletvekili Meclis kürsüsünde "tacizi" konuşurken, Eskişehir'in bakanı dinlerken, Eskişehir'de ne oluyordu?
Ya da Eskişehir'de kimler neler yapıyordu?
Eskişehir'de bir öğretmen, iki öğrenciye tacizde bulunduğu gerekçesiyle mahkeme tarafından tutuklanıyordu...
Memleketin asıl trajikomik durumu budur!
Okullarımızda, yurtlarımızda...
Öğrencilere taciz ve tecavüz bu ülkenin çocuklarının kaderi olamaz...
Yazının başlığına bakıp belge, rapor falan aramayın...
Meclis'te taciz tartışılırken, memlekette öğrenciler, çocuklar ve mülteciler tacize uğramasından büyük rapor mu olur?
--------------
20 KEZ!
Usluer'in yaptığı konuşma son derece kibardı...
Bakan Nabi Avcı'ya çok sert yüklenmedi...
Sınırları aşmadı!
Saydım!
Tam 20 kez sayın bakan dedi...
---------------
SAPIK!
Sanırım gensoru konuşması yapılırken parlamento tarihinde "sapık" kelimesinin kullanıldığına pek tanık olmadık...
Usluer'in konuşmasında bir bölüm var ki, son derece "ustaca" hazırlanmıştı:
-Sayın Bakan, bu suçun bir sorumlusu var, bu suçu işleyen bir sapık var; bunu, dün duruşmada hepimiz gördük. Ancak, bu işin bir de sorumluları var. Bu suçun işleneceği mekânı illegal yollardan ya da legal yollardan temin eden ve ilkokul çağındaki çocukların bu yurtta barınmasına yol açan bu sapık zihniyete teslim eden sorumlular var.
-----------
MÜHÜR KİMDEYSE
SÜLEYMAN ODUR
Hz. Süleyman, Hz. Davut’un oğludur…
“Süleyman’ın mühür hikayesi de oradan gelmektedir”
Kısaca özetleyelim…
- Bundan binlerce sene önce yeryüzünün taze devirlerinde insan henüz üçüncü gözünü kaybetmemişken efsanevi bir Kral Peygamber yeryüzünün ve gökyüzünün efendisi olmuştu. Cinlere insanlara ve hayvanlara hükmeden bu kral peygamber Hz. Süleyman’dı. Yetkisinin kaynağı olduğu sanılan güçlü bir mühür yüzük taşıdığı söyleniyordu…
***
Bir çok kişi “Mühür kimdeyse Süleyman O’dur demesinin” nedeni yukarıdaki hikaye olduğunu sanır. Oysa öyle değildir. Yukarıdaki bölüm Süleyman’ın zalim kişiliğini anlatır. Hikayenin bir de devamı vardır.
***
-Bir gün Süleyman’ın mühürlü muhteşem yüzüğü çalınır. Süleyman sahip olduğu her şeyi kaybeder!
Ve mührün yokluğunda geçen o acı günlerde kendisindeki asıl mührü “Mühr-ü Süleymanı” bulur.
“Mühür kimdeyse Süleyman O’dur” sözü buradan gelmektedir.
.../....
Bu aralar eline mührü alan herkes kendisini kral sanıyor!
Aman dikkat!
------------------------
PATEN YOLU YAPILSIN!
Sokaklarda paten kayan çocuklara rastlıyoruz...
Zaman zaman da tehlikeli hareketler yapıyorlar. En sık rastlanan durum tramvayların hemen dibinde olmaları...
Gazetemizde yer alan bir fotoğrafta tehlikeye dikkat çekmiştik...
Fotoğrafta yer alan çocuklardan biri internet sitemizde habere yorum yapmış:
-Ben o patencilerden biriyim...
-Bize paten için yer yapıldı ama orası küçük...
Ardından da şu tespitleri sıralamış:
-Kaldırımdan gidiyorum, birine çarpsam ben suçluyum...
-Yoldan gitsem araba çarpsa yine ben suçluyum...
-Bisiklet yolundan gitsem bisiklete çarpsam yine ben suçluyum...
-Uçayım mı adı üzerinde 'yol pateni' bisiklet yolu gibi paten yolu yapılsın!
-------------