ESKİŞEHİR'DE YENİ BİR ŞEHİR

Abone Ol

YENİ BİR ŞEHİR

"Kentsel Dönüşüm" ilk başladığında "sihirli" bir kelimeydi...

Masal gibi güzeldi...

Herkes "beyaz atlı müteahiti" bekliyordu. Ancak masallarda "kötü kalpli cadılar" olduğu unutuluyordu.

İşte bu nedenle son 4-5 yıldır "Kentsel Dönüşüm" projelerine insanlarımız öcü gibi bakıyordu...

Eskişehir'in 8 mahallesi, Afet riskli alan ilan edilince, vatandaşlar ilk etapta tedirginlik yaşadı... Tüm hayatları boyunca elde ettikleri birikimin bir anda ellerinde uçup gideceğini düşündüler.

İstanbul Teknik Üniversitesinde (İTÜ) dün yapılan "Riskli alan projesinin" tanıtım toplantısına katıldım...

Projenin detaylarını daha sonraki yazılarımızda da değineceğim. Ama projede önemli bulduğum bazı noktalarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

1-Kentsel dönüşümde, genellikle o semtte oturanlar başka yerlere gönderiliyordu. Eskişehir'de böyle bir durum yok. Hatta, komşularından bile kimse ayrılmayacak.

2-Müteahhitlerin payı yüzde 30 olacak.

3-Atıl durumda olan eski otogar ve çevresi Ticaret ve Kültür alanı olacak.

4-Yeraltı otoparkları olacak. Büyük çoğunluğu iki katlı olacak.

5-Binalar 5 kat olacak. En yüksek binalar ise 14 katlı olacak.

6-Yaya ve bisiklet yolu ağırlıklı olacak.

Eğer proje kabul edilirse, Türkiye'de örnek bir "Kentsel Dönüşüm" projesini hep birlikte görebiliriz...

Eskişehir'in merkezinde, "yeni bir şehir"e tanık olabiliriz.

8 MAHALLEDE BAŞLIYOR

-Mustafa Kemal Paşa Mahallesi

-İhsaniye Mahallesi

-Hacı Ali Bey Mahallesi

-Yeni Mahalle Mahallesi

-Işıklar Mahallesi

-Mamure Mahallesi

-Deliklitaş Mahallesi

-Kurtuluş Mahallesi

BAKIN YETER

Bir çoğumuzun çocukluğumuzda en dikkatlice incelediğimiz böcek karıncadır. Kimi böcekten korkarız, kimi böcekten tiksiniriz. Ama karınca, bize hep sevimli gelmiştir. Çünkü, çalışkan, böcekte olsa dürüst ve temiz olduğu bize öğretilmiştir.

***

Hepimiz biliriz, bir besin bulunduğunda tüm bir karınca kolonisi besinin olduğu yere gider. Bunu yaparken en önemli nokta iki yönlü bir katar gibi gider gelirler…

Yuvadan besine giden yol ile besinden yuvaya gelen yok paralel gitse de farklıdır. Asla birbirine çarpmazlar. Yiyeceği ilk bulan karınca kimyasal bir iz bırakır. Diğer karıncalarda antenlerindeki alıcılarla ilk karıncanın izini izleyerek besine ulaşır.

Asla iki karınca birbiriyle çarpışmaz, trafik kazası olmaz sizin anlayacağınız.

Kırmızı ışıkta bekleme gibi bir zaman kaybı da söz konusu değildir. Kusursuz bir trafiktir, karıncalarınki. Yaptıkları son derece basittir, karınca kolonisinin yani toplumun yaşamı için bu düzen gereklidir.

Tırtıllarda da durum farklı değil. Yaz bittiğinde hepsi yuvalarına dönecekken, birer birer hareket etmezler. Hepsi bir araya gelir ve bir tren vagonu gibi arka arkaya dizilirler. Bu yolculuğa tanık olursanız, minik bir yılanın gittiğini sanabilirsiniz. Eğer, vagondaki tırtıllardan biri kaybolursa tüm tırtıllar durur ve mola verir. Daha sonra yola devam edilir.

***

Sözü getirmek istediğim yer, trafik...

"Böcekler kadar bile olamıyoruz" demek istiyorum ama...

Olmamız mümkün değil!

Hepimiz trafikten şikayet ediyoruz...

Ama aynı zamanda hepimiz trafikteki tüm kuralları çiğniyoruz...

Yapmamız gereken belli...

Karıncalara bakmalıyız!

NANKÖR İNSAN KİMDİR?

Oscar Wilde, "Nankör insan" tanımını çok kısa şekilde yapmış:

-Nankör insan, her şeyin fiyatını bilen fakat hiçbir şeyin değerini bilmeyen kimsedir.

FİKİR NİÇİN

TEHLİKELİDİR

Fikir tehlikeli midir?

Olmaması gerekir. Ancak tehlikeli olduğu durumlarda van.

Emile Chartien, "hiçbir şey fikirden daha tehlikeli değildir" diyor...

Yazar bu cümlesinhden sonra "Eğer" diyor..

Eğer o fikir sahip olduğunuz tek fikirse...