Eskişehir, 80'li yılların ortasında aylar süren uçak tartışması yaşadı...
Fikir, o dönemin Anadolu Üniversitesi Rektörü olan Yılmaz Büyükerşen'den gelmişti.
Osmangazi Üniversitesi yanında bulunan bir araziye bir pist yapılacak ve bu piste 6 kişilik uçaklar inip kalkacaktı.
Dönemin Belediye Başkanı Sezai Aksoy pisti yaptı.
Şehirde “Böyle havaalanı mı olur? Pist değil, bildiğiniz iki şeritli yol bu. Buraya dökülen asfalta yazık” tartışması başladı.
Tamamlandığı ilan edilen piste 6 kişilik uçaklarla ilk deneme uçuşları yapıldı.
Şehirdeki yöneticiler ve gazeteciler bu uçaklara bindirilerek havada şöyle bir dolandırıldı.
Sonra uçaklardan bir haber alınamadı.
Önce, yapılan pistte inekler falan gezinmeye başladı; ardından dökülen asfalt otlarla, ağaçlarla kaplanıp yok olup gitti.
Ama tartışma bundan sonra da yıllarca sürdü.
***
Ardından başka bir tartışma başladı Eskişehir'de.
Şehrin doğalgaz dağıtımını yapan Botaş bu hizmeti özelleştireceğini duyurdu.
Dönemin Ticaret Odası Başkanı öncülüğünde bir “Güçbirliği Holding” oluşturuldu.
Amaç, Eskişehir'in doğalgaz dağıtım ihalesini almak olduğu açıklandı.
Adı “Holding” olarak konulmuştu ama toplanılan sermaye bir otomobil almaya bile yetmiyordu.
Öylesine sert tartışmalar yaşandı ki, Eskişehir aylarını bu tartışma ile heba etti.
***
90'lı yıllarda Anadolu Üniversitesi havaalanı pistinin uzatılarak havaalanının uluslararası standartlara getirilmesine karar verildi.
Ancak bir sorun vardı: Pist doğuya mı yoksa batıya mı uzayacaktı?
Aylar, hatta yıllar sürdü bu boş tartışma.
Sonunda pist hem doğuya hem batıya uzadı, mesele halloldu ama olan o tartışma ile geçen yıllara oldu.
***
2000'li yıllarda ise başka bir tartışma yaşandı Eskişehir'de.
Şehrin Odunpazarı ve Tepebaşı olan iki ilçe sayısının üçe çıkartılması fikri atıldı ortaya.
Tepebaşı ve Odunpazarı sınırlarından kırpılacak mahallelerle üçüncü merkez ilçe oluşturulacak; yeni oluşacak ilçeye de “Yunus Emre İlçesi” ismi verilecekti.
Hatta yeni oluşacak üçüncü ilçenin sınırlarının çizildiği haritalar bile hazırlandı, İçişleri Bakanlığına müracaatlar bile yapıldı.
Üçüncü ilçe oluşumuna dair öylesine tartışmalar yaşandı ki mesele çığırından çıktı.
Sonuçta olmayacak bir işti ve olmadı da.
Ama tartışma ile ilgili aylar, hatta yıllar geçirildi.
***
Daha bunun gibi, şehrin basit ve gereksiz konularda uzun uzadıya tartıştığı, zamanını ve enerjisini bu tartışmalarla geçirdiği birçok olayı sayabiliriz.
O yüzden, bu şehrin hiç yoktan meseleleri tartışma, en basit, en vasat konularda bile tartışma ortamı yaratma gibi bir yeteneği var.
***
Sonuç olarak bu şehir, yıllar öncesinden gelen bu gereksiz tartışma yeteneğine sahip olduğu için, yakın zamanda yaşadığımız Kızılinler Projesi’nden CHP'de Parti Meclisine isimlerin girip giremeyeceğine kadar olan birçok boş beleş tartışma konusu ile heba edilen zamana çok da hayıflanmamak, çok da yadırgamamak gerekiyor.
Zira...
Tartışma konularının basitliği ve yöntemlerinin tutarsızlığı bir yana, dedikodusunun bile kasaba dedikodusu düzeyinde kaldığı bu şehirde artık bu mesele sıradan bir hâl almış.
HAKLIYI SAVUNMAK ZORDUR...
İktidar ve yönetim değişikliğiyle birlikte değişen insanlar var.
***
Siyasi partiler, kamu kurum ve kuruluşları, dernek ve odalar… Yani değişimin yaşandığı yerin neresi olduğu hiç önemli değil.
Seçim sonuçları ya da atama kararları açıklanır açıklanmaz, kendisini zafer kazanan partinin ya da göreve getirilen kişinin kapısında dizilenlerden bahsediyoruz…
***
Yani…
O güne kadar meyhaneden çıkmayıp, o günden sonra camiyi mesken tutan ya da tam tersini yapanlardan.
Hatta…
Değişimle birlikte düşüncesini, tavırlarını, yaşam tarzlarını jet hızıyla değiştirip değişen yönetimin anında bir parçası olanlardan söz ediyoruz…
***
Bu duruma en güzel izahı, yıllar önce getirmiş Ferruh Bozbeyli…
***
Yönetimin değişmesiyle birlikte aynı hızla değişenler için şunu söylemiş:
***
“Bir yanlışlıktan, bir haksızlıktan yararlananlar, haksızlığa karşı koymak gereği duymazlar. İşte demokrasiyi hiçe sayanların gücü buradan geliyor.
Bazı kimseler, haklıyla beraber olmaktansa güçlüyle beraber olmayı daha avantajlı bulurlar. Haklıyla beraber olmak zordur. Emek ister, fedakârlık ister; çileli iştir vesselâm.
Oysa güçlünün hizmetine girmek rahatlıktır.
Güçlünün gölgesinde ona da bir şemsiyelik yer düşer. Kusuruna bakılmaz, eksiği görülmez. Sadakati her lekeyi örter.”
ÜNLÜCE'DEN “ESKİŞEHİR KONSEYİ” TOPLANTISINDA ÜÇ TESPİT...
AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak öncülüğü ile kurulan, içinde ESO, ETO, ETB, EOSB ve Esnaf Odaları Birliği başkanlarının yer aldığı “Eskişehir Konseyi”nin, Ticaret Odası ev sahipliğinde yapılan toplantısına; Vali Yardımcısı ve Ticaret Müdürüyle birlikte Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce ve CHP Milletvekili Jale Nur Süllü’nün katılmış, CHP Milletvekili İbrahim Arslan ise çağrının siyasi olduğunu belirterek toplantıya katılmadığını yazmıştık...
***
Aldığımız bilgilere göre toplantıya Milletvekili Jale Nur Süllü ile birlikte katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, bu toplantıda bu oluşum ile ilgili üç tespitte bulunmuş.
***
Birincisi: “Eskişehir Konseyi” isminde bir sıkıntı olduğunu, zira oluşumun daha çok bir “İş Konseyi” görünümü ve niteliğinde olduğunu söylemiş.
İkinci olarak: Toplantıya çağrı yönteminde bir sıkıntı olduğunu dile getirmiş.
Üçüncü olarak da: Belediyeyi direkt olarak ilgilendirmeyen ve belediyelerin katkı sunmasının mümkün olmadığı konuların görüşüldüğü toplantılarla ilgili kendilerine çağrıda bulunulmamasını rica etmiş.
***
Bunun dışında, oluşuma elden geldiğince destek olup katkı sunacağını da belirten Ünlüce, toplantıda konuşulan çevre yollarının yapımı, demiryolu ile liman bağlantısı, serbest bölge kurulması ve hızlı tren sefer sayılarının artırılması konusunda belediye ve kendi görüşlerini dile getirmiş.