Folklorik ve fantastik bebeklerden büyük kompozisyonlara kadar geniş bir koleksiyonun sergilendiği müze, ücretsiz ziyarete açık olmasıyla da dikkat çekiyor.
“İlk günden bugüne bütün eserlerim müzede sergileniyor”
Bez bebek sanatına 15 yıl önce başladığını belirten Özer,
“Bugün 2 bin bebeğin yer aldığı bir müzeye kavuşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Müze, yaptığım ilk günden itibaren ürettiğim eserlerden oluşuyor. Bu benim için gurur kaynağı. Hem çocuklarıma hem de gelecek nesillere bırakacağım en değerli miras bu olacak. Müzede sadece bez bebek değil, farklı tekniklerle yapılmış tasarım bebekler de var. Masallardan esinlenen figürlerin yanı sıra fantastik karakterler ve büyük kompozisyonlar da yer alıyor. O sahnelerin dekorlarını da eşimle birlikte yaptık, desteği için kendisine teşekkür ediyorum” dedi.
“Kendi masalımın kahramanlarını yaratıyorum”
Sanatının “doll art” olarak bilinen bir türün parçası olduğunu vurgulayan Özer,
“Folklorik ya da yöresel bebekler yapmıyorum. Benim yaptığım, hayal dünyamın ürünleri olan tasarım bebekler. Aslında kendi masalımın kahramanlarını oluşturuyorum” diye konuştu.
“Her gün ilk günkü heyecanla geziyorum”
Müzenin kendisi için çok özel bir anlam taşıdığını ifade eden Özer,
“Her gün müzeyi ilk kez geziyormuş gibi ziyaret ediyorum. Açılış 2025 Mart ayında yapıldı ama aslında 15 yıl önce temelleri atılmıştı. Ziyaretçilerin ilgisi beni çok mutlu ediyor. Hatta bazı bebeklerin gerçekçiliği nedeniyle korkanlar oluyor. Ama korku da bir duygudur, bu tepkiler de beni sevindiriyor” dedi.