Enis Berberoğlu Kararı Neden Önemli?

Abone Ol

Enis Berberoğlu davasında Türk hukuk tarihine geçecek gelişmeler yaşanıyor. Öyle ki kendisini sevseniz de sevmezsiniz de suçluluğuna veya masumiyetine de inansanız, hepimizi etkileyecek gelişmeler.

Anayasa Mahkemesi Enis Berberoğlu'nun seçme ve seçilme hakkının, kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiğine ve yeniden yargılanması gerektiğine karar verdi.

Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunun 50/2 Maddesi diyor ki: “Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

Yine Anayasamızın 153. Maddesi "Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. ... Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar."

Bu hükümlere rağmen İstanbul 14. Ağır ceza mahkemesi anayasa mahkemesinin kararını uygulamaya gerek görmedi. Peki bu ne demek, bu karar vatandaşı bu karar neden etkilesin?

Anayasa Mahkemesi bireysel başvurularda, öyle her davanın incelendiği, bir üst mahkeme değildir. Anayasa Mahkemesi temel hak ve hürriyetlerin ihlallerinin incelendiği, temel hak ve hürriyetlerin örneğin yaşam hakkının, adil yargılanmanın ihlal edildiği durumları inceleyen bir mahkemedir.

Temel hak ve özgürlüklerin tehlike altına girmesi bir yana, mahkemelerin açık yasa hükmünün aksine karar vermesi hukuku ortadan kaldırır, hiç kimsenin hukuki güvencesi kalmamış demektir.

Hukukun sağladığı güvencelerin azalmasının bir de ekonomik yönü var. Döviz dar boğazında olan Türkiye'nin yabancı yatırımcı çekmeye ihtiyacı var. Türkiye, artan döviz karşısında eriyen maaşlarla, yabancı yatırımcı için cazip bir yatırım yeri olmalıydı. Ancak hiç kimse hukuk güvenliğinin olmadığı, yarın hangi davalarla karşılaşacağı belli olmayan, yatırımının korunduğuna, zarar gördüğünde etkili bir şekilde hakkını arayabileceğine inanmadığı bir ülkeye yatırım yapmaz, nitekim yapmıyorlar da.

Türkiye'de hukukun siyasetin gölgesinde olmasının bedelini şimdiye kadar çok ağır ödedik; idam edilen masum insanlar, cezaevlerinde çürüyen gençler, kumpas davalarla ordunun tasfiye edilmeye çalışılması ve bunların getirdiği yokluk. Terazinin dengesizliğinden daha ne kadar bedel ödeyeceğiz?