Toplumda kimisi artan sayı açısından kimi de hem kendi ekonomisi hem de ülke ekonomisini belirleme açısından üç gurup var. Bunlar emekliler, işçiler ve gençler. Bunlar arasında kendimin de dahil olduğu emeklilere pozitif ayırımcılık yapıp en sona bırakıyor önce diğer guruplar için birkaç laf etmek istiyorum.
Başta gençleri ele alalım; eğitim sorunu olan, gelecekten umutsuz, kaygılı, çoğu işsiz, mutsuz bir kitle. Giderek de artıyor sayısı. Kaçmak, bir başka ülkeye kapağı atarak kurtulmak isteyenler çoğunlukta. Gençlerin ve nitelikli işgücünün başka ülkelere göç etmesiyle “beyin göçü” dediğimiz durum gerçekleşiyor. Geleceğimiz karanlık, hatta vahim durumda anlayacağımız. İşçiler ise aldıkları ücretlerle açlık sınırının altında kıvranıyorlar. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde açlık sınırının altında saptanan asgari ücret normal işçi ücreti olarak belirlenemez. Çalışan kesimin en azından yarısının asgari ücret aldığı bir ülke ekonomisi düşünün, ne kadar acıklı değil mi? "Çalışan kesimin çoğu asgari ücret alıyor" demek, aslında yaşam kalitesinin yerlerde süründüğü, gelir dağılımındaki adaletsizliği, fırsat eşitsizliğini ve pek çok sosyal probleme işaret etmenin en kısa yolu…
Emeklilere gelince bazılarının durumunun asgari ücretlilerden de beter olduğunu söylemeye gerek yok herhalde. Ama ben emeklilerin geçinme sorunun ötesinde başka bir probleme dikkat çekmek istiyorum: Toplumda gördüğü muamele. Vekalet vermek için geçenlerde Notere işim düştü. 65 yaş üstü olduğumuz için bir dostum uyarmıştı başvurmadan Aile Hekiminden “akli melekelerimin yerinde olduğuna dair” sağlık raporu alıp öyle gittim. Noterden içeri gidim ve görevliye vekalet çıkarmak istiyorum dedim. Bana dönüp hemen T.C. kimliğimi istedi, bende uzattım. Sonra yüzüme bakıp “sizin maşallahınız var ama” deyince ben gerisini getirmesine fırsat tanımadan Aile Hekiminden aldığım raporu uzatarak “ben de emekli” hekimim dedim. Gülerek raporu aldı ve içeri odaya Notere gitti. Birkaç dakika sonra gelip “Noter Bey sizi çağırıyor, biraz görüşecekmiş” dedi. İçerideki odaya girdim Noter Bey beni ayakta karşıladı son derece nazik, bir şey içip içmeyeceğimi sordu. Anladım ki Noter benim akli melekelerimi soruşturuyor. Ben “meraklanmayın aradığınız şey yerinde” diyerek onu rahatlattım ve vekaleti aldım. Demem o ki kıytırık bir vekalet için sadece hekimden aldığınız rapor bile yetmeyip bir de Noter sorgusuna çekildiğiniz yerde benden daha yaşlılar ülkeyi yönetmekte, hepimizin kaderini belirlemekteler. Onlara herhangi bir sorgu sual eden var mıdır acaba diye meraktayım…
O akşam televizyon haberlerinde izledim, çok hoşuma gitti. Uzatılan mikrofona yaşlıca bir adamcağız şöyle sesleniyordu: “Türkiye’nin kaderini ‘3 E’ değiştirecek. Emekli, Emekçi, Ergen…”