Duyan da TOKİ yer bulamıyor zannedecek!

Abone Ol

Eskişehir’de, 2016 yılında bakanlık Kocakır mevkiinde bulunan 838 hektarlık alanı “Rezerv Yapı Alanı” olarak ilan ediyor.
Olur da bilmeyenler için söyleyelim; Rezerv alanı, kentsel dönüşümde yeni konut ve işyerlerinin yapılacağı, önceden boş ya da yapılaşmaya uygun alanlardır.
***
6 Şubat depremi sonrasında belediye kentteki riskli yapı stokunun yenilenmesi için rezerv alanı içinde bulunan hazineye ait alanın kendisine devredilmesini istiyor.
***
Bakanlık önce, belediyenin bu talebine “Biz orayı TOKİ'ye vereceğiz. Size veremeyiz” cevabı veriyor.
Ardından da 838 hektarlık Rezerv Yapı Alanının yarısını “Gecekondu Önleme Bölgesi” ilan ederek, TOKİ'ye devrediyor...
TOKİ, teslim aldığı bu alanı “İlk Evim Arsa” projesi kapsamında hak sahiplerine teslim etti.
***
Belediye, hazineye ait alanın amacı dışında kullanıldığını yargıya taşısa da bugüne kadar sonuç alamıyor..
***
Kısacası...
Bakanlık sırf rezerv alanını belediyeye devretmemek ve TOKİ'ye arsa yaratmak için Rezerv Yapı Alanını, önce Gecekondu Önleme Bölgesi yapıyor, ardından TOKİ'ye devrediyor...
***
Yani...
Bakanlık TOKİ'ye arsa temin etmekte hiç mi hiç zorlanmıyor.
Eldeki hazine arazileri kalmasa bile rezerv alanı vasfı değiştirilip bir şekilde TOKİ'ye istediği araziler, üstelik bedavaya anında veriliyor...
***
Hal böyleyken...
AK Parti İl Başkanı çıkıyor, “Belediyeler TOKİ'ye arsa vermiyor” diye açıklama yapıyor!
Bakanlık, kentsel dönüşümde kullanılacak rezerv alanını belediyeye vermek yerine vasfını değiştirip, TOKİ'ye devrediyor...
AK Parti İl Başkanı “Kentsel dönüşüm belediyelerin umurunda bile değil” diyor!
Anlamak mümkün değil...


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

DALKAVUKLARDAN KURTULAMAYAN PADİŞAHLARA...

Padişahın biri, patlıcanı çok severmiş. “Şu patlıcan musakka çok lezzetli” dese, dalkavuğu da; “Aman padişahım, siz söyleyince ağzımın suyu aktı. Olsa da yesek’ dermiş.
Padişah imambayıldıdan söz etse; “Padişahım, şu imambayıldıyı icat edenin mekanı cennet olsun, enfes bir yemek”
dermiş.
***
Padişah patlıcan ile ilgili söz açtıkça, dalkavuk da patlıcanı göklere çıkarırmış. Gel zaman git zaman, padişah patlıcandan nefret etmiş. Sofraya değil yemeği, salatası, turşusu patlıcanın konusunun bile gelmesini yasaklamış.
“Şu patlıcan musakkayı nasıl yerler, bir türlü anlamıyorum” dediğinde, dalkavuk da padişahın sözünü tamamlamış; “Aman sormayın padişahım, bu musakkanın yenilmesini yasaklamak lazım.”
Padişah bir başka gün; “Bu insanlara hayret ediyorum, patlıcan salatasını nasıl yiyorlar” dediğinde, dalkavuk sözünü kesercesine atılarak eklemiş: “Padişahım, bunlarda damak zevki yok. En iyisi, patlıcanın ekilmesini yasaklamalı, nefret ediyorum patlıcandan”

***
Padişah her halükarda kendisini onaylayan ve övgüler düzen dalkavuğun patlıcanla ilgili çelişkili söylemleri üzerinde pek durmamış.
Çünkü övgü almak her zaman olduğu gibi hoşuna gitmiş.
Ancak...
Bu konuşmaları duyan sarayın aşçısı dayanamamış ve padişahın olmadığı ortamda, dalkavuğa sormuş; “Yahu! Sen bir zamanlar patlıcanı över, göklere çıkartırdın. Şimdi ise patlıcanı yerden yere vuruyorsun. Nasıl oldu da bu kadar değiştin, hayret!..’
Dalkavuk da hemen cevaplamış; “Bana bak arkadaş...Ben patlıcanın değil, padişahın dalkavuğuyum.”
***
Etrafta maalesef pek çok padişah ve o padişahlar etrafında da kendilerine dalkavukluk rolü biçmiş, yüceltme ve abartılı övgüleriyle keşfedilmek isteyenler var...
Gönüllü dalkavukluk görevine soyunanlar, radarına girmek istedikleri padişahlarını yüceltme ve övmede o kadar sınır tanımıyorlar ki, bazen padişahlarının hiç olmayan meziyetlerini varmış gibi gösteriyor, bazen de hiç ulaşamayacakları görevleri hak ediyormuş gibi gösteriyor, söylüyor ve yazıp çiziyorlar.
***
Japon atasözü “İstismar genellikle abartılı övgüyle başlar” demiş ya, padişahların, göze girmek isteyen bu gönüllü dalkavuklardan ve onların yersiz yüceltmeleri ve abartılı övgülerinden biran önce kurtulması gerekiyor...
Dahası...
Çevredeki dalkavukların dillendirdiği hak edilmeyen övgü ve yüceltmelerin aslında kılık değiştirmiş bir hiciv niteliği taşıdığının farkına varması gerekiyor.

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

İYİ Kİ “SİZ KAÇ OLMASINI İSTERSİNİZ?” DEMEMİŞ...

TÜBİTAK BİLGEM tarafından geliştirilen yerli yapay zeka Kumru, kullanıma açılmasının ardından kısa sürede sosyal medyanın en çok konuşulan konularından biri haline gelmiş.
***
Türkiye’nin yapay zeka alanındaki yeni adımı olarak tanıtılan Kumru, birçok soruya başarılı yanıtlar verirken bazı sorulara da hatalı ve ilginç cevaplar vermiş.
***
Örneğin, Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk'un yaşayıp yaşamadığı sorusuna “Hayatını kaybetti” cevabı veren Kumru, 100 ile 0'ın toplamının kaç olduğu sorusuna da 101 cevabını vermiş...
***
Ne diyelim?
İyi ki “Siz kaç olmasını istiyorsunuz?” diye soruya soruyla karşılık vermemiş!