Derlerse de sizler inanmayın.!

Abone Ol

Osmanlı İmparatorluğunun son zamanında bilimi verilen önem: Hazerfan Ahmet
Çelebi. Osmanlı Devleti zamanında yetişen ve dünyada ilk olarak uçmayı başaran
Türk bilginidir. 4. Murat "Bu kadar bilgili ve becerikli biri tehlikelidir. Böyle
kimselerin bekası caiz değildir" diyerek Cezayir'e sürgün ettirir. Bilginin yayılmasına
en etkili araç olan Matbaa, 1450 yılında Alman Johann Gutenberg tarafından
bulunmuştur. 220 yıl sonra Osmanlı matbaa ile tanışmıştır. İlk Türk matbaacısı
İbrahim Müteferrika'dır. Lale devri olarak bilinen dönemde 1726 yılında ilk Türk
Matbaası kurulmuştur. Ülkemize matbaanın bu kadar gecikmesinin nedenleri dinsel
tutuculuktan ziyade toplumun bu yönde bir isteğinin olmayışı, okur yazar oranının
yüksek olmayışı, okuma alışkanlığının kazanılmamış olması, hattatlığın yaygın bir
meslek oluşu ve matbaa için gerekli alt yapının hazır olmayışıdır. Derlerse de sizler
inanmayın. Çünkü; hükmedenler bilgili ve neden, niçin, nasıl sorusunu soracak
nesillerin yetişmesini istememişlerdir.
Çok bilmekte bir şey ifade etmiyor eğer bildiğini uygulamıyorsan. Çok güzel söz de
uygulayanlarında durumu ortada! Bilgini insanlarla paylaşmanı engelliyorlarsa ne
yapabilirsin? Halkın bilgilenmesine yardımcı olan Gazetelerin yazarları yazılarından
dolayı ceza alıyorsa: Matbaanın olmasının yararını bana nasıl izah edebilirsin? Senin
uygulayamadığın bilginle, eşeğin sırtında taşıdığı kitaplardan bir fayda görmemesiyle
ne farkı var?
Bilgi, bilgili insanları alçak gönüllü yapar. Nedeniyse; bilmenin ve öğrenmenin sınırı
yoktur. Bilgi normal insanları şaşırtır, küçük insanları ise böbürlendirir. Elbette her
şeyi bilmemizin olanağı yoktur. Çünkü insan ömrü bilgeliğe varacak kadar uzun
değildir. Unutulmaması gereken: Bilmediğini bilmektir. Bilmemek ayıp değildir.
Bilmemek ve öğrenmemek büyük kayıptır. Bilmediğini, bildiği halde; biliyormuş gibi
yapmaksa büyük marifettir. Ne demiş Fuzuli: “Mey biter saki kalır. Her renk solar
haki kalır. İlim insanın cehlini alsa da, hamurunda varsa eşeklik; baki kalır.” Fuzuli