CHP İl Başkanı aynı fikirde olur muydu?

Abone Ol

-Belediye başkanları partimizin kongrelerine müdahale etmemelidir demek doğru değildir.

-Kazım Kurt 11 yaşında başkan olmadı; 11 yıl önce belediye başkanı oldu, siyaseti yıllardır yapıyor. Bu insanlar Cumhuriyet Halk Partisi kültüründe yetişti; partinin tozunu, toprağını yuttular.

-Partimiz için emek verdiler; yılların birikimiyle partide görev almış insanlardır.

-Onların partide söz söyleme hakkı yok mudur? Ne demek “belediye başkanları kongrelere karışmasın”

Bu yaklaşım partimizin birliğine ve deneyimine zarar verir.

***

Bu sözler CHP İl Başkanı Talat Yalaz’a ait.
Odunpazarı İlçe Kongresinde yaptığı konuşmasının bir bölümünde dile getirdiği ifadeler…

***

Sözlerinin doğruluğunu, yani belediye başkanlarının kongre süreçlerine karışıp karışmama meselesini değerlendirecek değiliz.
Sadece merak ettiğimiz bir hususu sormak istiyoruz:

***

Mesela bu kongre sürecinde üç belediye başkanı, bu il kongresinde kendisini desteklemek yerine başka bir ismin il başkanı olması üzerinde mutabakat sağlasaydı, Talat Yalaz yine aynı düşüncede olur muydu?
Belki olurdu, belki de olmazdı, bilemiyoruz.

***

Niyet okuyarak Yalaz’a suçlamada bulunmuyoruz, yanlış anlaşılmasın.
Hatta, Talat Yalaz’ın iyi bir il başkanlığı süreci geçirdiğine inananlardanız.
Ama yine de merak işte!

***

Malum, CHP’de her konuştuğunda ön seçim isteyip, atamayla bir yerlere getirildiğinde tavır değiştirenleri de; her kongrede çarşaf liste yönteminin neden uygulanmadığını eleştirenlerin, gün gelip kongre yaptığında blok liste yöntemini tercih ettiklerini çokça görmüşlüğümüz var.

Hatta…
“Ön seçim” diyenlerin, birilerinin torpiliyle listelere girdiğinde “Seçimin önü arkası mı olur?” diye dalga geçtiğine bile şahit olduk bu şehirde.

O yüzden merak ettik…

YANGIN ÇOKTAN BAŞLAMIŞ!

Eskişehir’de bir ticaret adamı ile konuştuğunuzda şunları söylüyor:

“İnan ki eskiden bir ayın en az 10 gününü dışarıda yiyordum. Bazen ayın yarısı dışarıda, yani mekânlarda olurdum. İnan, son günlerde resmen eve kapandım. Son birkaç aydır gece yemekleri için 3-4 kez gitmişliğim var. Gelinen noktada her şey zamlandı ve bir gece yemeği bir asgari ücrete denk gelmeye başladı. Bu rakam, benim gibi ortalamanın üzerinde kazancı olanlar için bile yüksek.”

***

Mekânı olan bir müstecirle konuştuğunuzda o da şunları söylüyor:

“Millet resmen eve kapandı. Müşteri yok denecek kadar azaldı. Birkaç masa ile günü bitiriyoruz. Gelen müşteriler ise sadece mezelerle işi geçiştiriyor. Eskiden masalarını donattığımız daimi müşteriler şimdi 2-3 meze istiyor. İş olmayınca garson ve mutfakta çalışan sayısını mecburen azaltmak zorunda kaldım. Esnaftan aldığım malzemeler ise yarı yarıya azaldı.”

***

Toptancı ile konuştuğunuzda söyledikleri farklı değil:

“Çok değil, bundan bir yıl önce sabah ve akşam olmak üzere günde 2 sefer mal götürdüğümüz müşterilerimiz vardı. Şimdi haftada bir alıyorlar ve aldıkları mal, bir yıl öncekinin yarısı bile değil.”

***

Pazar esnafını dinliyorsunuz bir de, benzeri yakınmalar ondan da geliyor:

“Sebze ve meyveleri yarım kilo yarım kilo satıyoruz. Patlıcan, kabak, salatalık gibi yiyecekleri neredeyse tane ile vereceğiz. İnsanlar evdeki kuru gıdalara dayanmaya başladı. Yakında gramla satışa başlayacağız, babalarımızın kullandığı gramlı terazileri yeniden çıkartacağız galiba.”

***

Söyleyeceklerini bildiğimiz için vatandaşa sormuyoruz bile...
Her şey birbirini tetiklemeye başlamış anlayacağınız…
Müşteri mekâna eskisi gibi gitmiyor.
Mekân, eskisi gibi piyasadan mal almıyor, üstüne üstlük işçi çıkartıyor.
Mal satamayanın kazancı düştükçe düşüyor.
İnsanlar para harcamamak için evden dışarıya çıkmıyor.

***

Ne diyelim?
Yangın galiba böyle başlıyor…
Umarız bir yerde kontrol altına alınıp söndürülür.
Yoksa hepten yanıp gideceğiz bu gidişle…

İŞ NEREDEN BULDUYSAN BULDUN’A GETİRİLDİ...

Zekeriya Temizel’in Maliye Bakanlığı döneminde çıkartılmıştı “Nereden Buldun” Yasası...
Yasa, yıllık geliri örneğin 500 milyon lira olan bir kişinin serveti 500 milyon liranın üzerinde artmışsa, artan kısmı sorgulanıyor, bu artışı açıklayamazsa o kişiyle ilgili yargı süreci başlatılıyordu.

***

2002 yılında iktidara gelen AK Parti hükümetinin ilk icraatı bu yasayı kaldırmak oldu.
Böylece...
Servet artışları sorgulanmaz hale geldi.

***

“Nereden buldun” anlayışının, “Nereden bulduysan buldun, bizi ilgilendirmez” uygulamasına geçilmesiyle birlikte; çalışmadan milyon dolarlarla oynayanlar, memur maaşlarıyla milyarlık gayrimenkul sahibi olanlar, göstermelik işler yapıp milyonlarca lirayı cebe indirenler ama tek kuruş vergi ödemeyenler çıkmaya başladı...

***

Ortalık, internet üzerinden üretim yapan fabrikalardan daha çok para kazananlarla, güzellik merkezleri adı altında nereden geldiği bilinmeyen servetin sahibi olup vergi vermeyi aklına bile getirmeyenlerle doldu.

***

Kısacası...
“Nereden buldun” yasası, bulunmayan ve yokluğu da hiç sorgulanmayan geçmişteki bir yasa olarak kaldı...
Milyon dolarlarla oynayanlara sesini çıkarmayan ve “Nereden buldun?” diye sormayan; birçoğu internette gündem olmasa haberdar bile olmayan devlet, en iyi bildiği işi yaparak vergileri vatandaşa dayamaya devam etti!
Hiçbir iş yapmayıp milyonları çuvalla götüren, milletin gözü önünde saça saça harcayanlardan vergi alamayan devlet; vatandaşın güç bela ulaşabildiği temel ihtiyaç ve gıda maddelerinin vergisini artırarak aslında yanlış yere yükleniyor!